BAŞKAN İMAMOĞLU’NDAN KANAL İSTANBUL ÇAĞRISI: “BU YANLIŞTAN SİZ DÖNÜN; MİLLET DÖNDÜRMESİN ”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İYİ Parti Kanalının düzenlediği ve Genel Başkan Meral Akşener’in de dinleyici olarak katıldığı “Kanal İstanbul Paneli” nde konuştu.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İYİ Parti Kanalının düzenlediği ve Genel Başkan Meral Akşener’in de dinleyici olarak katıldığı “Kanal İstanbul Paneli” nde konuştu. İmamoğlu, “Buradan herkese, Ankara’daki bütün yetkililere, bütün İstanbullular adına şunu vicdanına sesleniyorum: Gelin aklı, bilimi deneyin. Gelin bir daha düşünün. Bakın bu yanlıştan siz dönün. Bu darı, sizi bu yanlıştan döndürmesin. Vicdanınızın sesine kulak verin. Bu kişilerin feryadına kulak verin. Ve bu eşsiz şehre, geri dönüşü olmayan bir ihanete kalkışmayın. Çünkü bu şehir, hepimize, geçmişimizden bize emanet edilen bu şehir, geleceğe aynı sağlıklı şekilde emanet edilsin diye teslim edildi. Umarım bunu sağlayacağız ve sizin bu şehre, bu büyük kötülüğü yapmalısınız fırsat tanımayacağız ”dedi.
HALİÇ KONGRE MERKEZİ / İSTANBUL
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İYİ Parti tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde “Kanal İstanbul Projesi ve Ardındaki Gerçekler” konulu panele katıldı. Panelin ev sahibi İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, etkinliğin yapılacağı salona İmamoğlu ve eşi Dilek İmamoğlu’yla birlikte girdi. Panelinde ilk konuşmayı Kavuncu yaptı. Daha sonra İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ahat Andican’ın moderatörüne göre paneline geçildi. Cemal Saydam ve emekli büyükelçi Faruk Loğoğlu birer konuşma yaptı.
“TRAVMAYI GÖRÜNCE İNSANIN UYKULARI KAÇIYOR”
Panelistlerin yaptığı söz alan İmamoğlu, özetle anlatı dedi:
“Karadeniz, Marmara ve Ege arasındaki o ilişkinin bozulmasıyla ortaya çıkacak o travmayı görmenizde insanın uykuları kaçıyor. Bunlar gerçekler. Ben biraz daha farklı renklerde bakmak istiyorum. Özellikle bu konunun çok konuşulmasını istiyoruz. Zira 2011 yılında, bu konuyu seçime bir hafta kala kötü bir animasyon filme bu konuyu gündeme taşıyan o dönemin iktidar partisi, ne hikmetse o günden bu yana konuyu içindir rafa. Hiç açmadı, hiç bahsetmedi. Bahsetmezken, kanalla ilgili hiçbir şey de bilen insanlarla tartışmadı. Bir bilgi alışveriş ortamı da yaratmadı. Bugün konuşulması, tartışılması, anlaşılması bizim için çok önemli bir kazanç. Son yaptığımız araştırmalarda, bu konuda toplumun ciddi bilgi sahibi olmak üzere yaptığınız. Bu, şunu gösteriyor: Bugünün çok derinliğini var. Başta yoksulluk, işsizlik, ekonomik problemler… Bütün bunlar varken, ‘Kanal İstanbul ihalesini yapıyoruz’ diye ortaya çıkan bir bakandan sonra, mecburen İstanbulluyla bunu paylaştık. ‘Bir durun bakalım. Ne oluyor? Ne yapıyorsunuz? Neyi yapıyorsunuz? Niçin yapıyorsunuz sonra sorduktan sonra, İstanbul’u analiz etmeye, bizlerin ve kamuoyundaki sağlıklı bilgi kaynaklarının aktarımlarıyla konuya vakıf olmaya başladılar. ”
“VATANDAŞ BİLGİ SAHİBİ OLDUKÇA ONAY VERMİYOR”
“Bu süreçte vatandaşın, bilgi sahibi oldukça, faydalarını, zararlarını gördükçe, bu projeye asla onay vermediğini de araştırmalardan elde edildi durumdayız. Tabi bir tavrı görüyoruz: ‘Yapacağız da yapacağız!’ Başka bir tavır yok. ÇED raporu askıya tabi, itirazlar veriliyor, ÇED raporuna yapılan, kurumsal, kişisel itirazlar yok sayılıyor ve ÇED raporu onaylıyor. Biz de diyoruz ki; bizi, İBB Başkanı’nı ikna et ihtiyacımız yok. Bilim dünyasını ikna edin; Yeterli. İstanbul vatandaşı zaten o zaman ikna olur. Ama akıl ve bilim. Kanal İstanbul’un 2011’de ortaya atıldı. 2015 seçimleri geldi, ‘Şimdi o konuya girmeyelim’ dediler. 2019 yerel seçimleri geldi. Hatırlayın; zerre cümle yok. Bu kadar önemli bir seçim İstanbul’la ilgili. İstanbul’a dair bu kadar önemsedikleri, dünyada en büyük sükseyi yapacaklarına inandıkları projeyle ilgili tek bir cümle etmeden seçim bitirdiler. Sessizce geçirdikleri bu süreçten sonra da ‘Kazmayı vuruyoruz’ diye ortaya çıktılar. ”
“BUKALEMUN PROJE”
“Ben, bu projeye, ‘Bukalemun proje’ diyorum. Renge giriyor bu proje. 2011’de Sayın Cumhurbaşkanı, bu projenin tanımını, halka hitap ederek söyleyin: ‘Bu proje, çok boyutlu bir projedir. Aynı zamanda enerji, ulaştırma, bayındırlık, eğitim, ihtiyaç, şehircilik, aile, konut, çevre projesidir. İstanbul’u, tarımı, yeşili, hayvan ve bitki yaşamını koruma projesidir. ‘ Şey var var projede. Bu açıklamayı en az 10 varsayılan okudum. Bugünün neresiyle uyuşuyor; bulamadım. O zaman dedim ki, ‘O basit animasyon filminde, tahmin ediyorum Sayın Cumhurbaşkanı’na o dönem başka bir proje anlattılar.’ Bu proje o proje değil. Bu tanımlara uymuyor. İçinde ne ararsan var. Onun şeye iyi geliyor! Ben de isyan ediyorum. Kabullenemiyorum İBB Başkanı olarak. İsyan ediyorum. Bu isyanımı milyonlar hemşehrimin duyduğunu da görüyorum. Altında da isyanını görüyorum. ”
“BU SÜRECİ önemlidir ENGELLEMELİYİZ”
“Akılla, bilimle sağ duyuyla hukuka dayalı olarak bu süreç, çeşitli girişimlerle ortaya çıkar, mutlaka engellemeyiz diye düşünüyorum. Tabii ki çalıştaylar bekliyoruzız, tabii ki bu konuyu tartışacağız, ÇED raporuna itiraz edeceğiz. Şu anda 100 binlik planları askıda. 1 / 100.000’lik plan dediğiniz şey, bir kentin değişmez kurallarıdır. Bu iş kapalı kapılar ardında yapılmaz. Bir proje ofisi tarafından yapılmaz. Kamuoyuna açık yapılır. 100 binlik plan, basit bir konu değildir. Buna da itiraz edeceğiz. Dün ben ettim. Etmeliyiz. Hukuki haklarımızı, sonuna kadar kullanmalıyız. 6 ilçedeki 19 mahallede insanlar yerinden ilgi kişi sayısı, 316 bin kişi. 316 bin kişiyi siz, yerinden ediyor ve taşıyorsunuz. Esas problem, esas kıyamet burada kopacak. Oradaki toplum bunun farkında değil. ”
“İŞSİZLİK VARKEN, İNSANLARIN SIRTINA YÜK KOYUYORSUNUZ”
“Görünen ey, Kanal İstanbul’un hükümet ağzıyla ifade edilen maliyeti 100 milyar lira. 100 milyar lira daha ek bir yük, ek bir vergi. Yani bu şu anda onun üç gencin birisi işsizken, işsizlikten insanlarımız kırılıyorken, çözmemiz gereken başka hususlar varken, sizden sırtına böyle bir yük koyuyorsunuz. Dokuz tane Marmaray yapar. Tüm İstanbul’un deprem sorununu ortadan kaldıramazken İstanbul’a böyle bir yükü reva görüyorsunuz. Niye? Yine betona İstanbul’u gömeceksiniz. Bu odadain sonunda maliyet olarak da çok yanılacaksınız. Derken hani tahminde bulunuyorum. Bunu yaptırmayacağız, bunu söyleyeyim. ”
“ KİM MECBUR? ”
“Bizi bu işe mecbur etmek isteyenlere diyoruz ki; ‘Niçin mecburuz?’ Kim Mecbur? Biz değiliz. Küçük bir azınlık mecbur. Kim Mecbur? Evet o 30 milyon gruplararelik arsayı satın alanlar mecbur. Hayatlarını oraya bağlamışlar. Açıkçası bu kanalı ve kanalın etrafındaki binaları yapacak olanlar da mecbur olabilirler. Onu da anlayabiliyorum. Ama biz Kanal İstanbul’a asla mecbur değiliz. İstanbul halkının da böyle bir niyeti yok. Kabil vatandaş etmiyor. İstanbul’un yönetiminin kapılarını el birliğiyle kapattık. Artık israf düzeninden kimse faydalanmıyor İBB’de. Biraz da bu konudain tetiklediğine şüphelerim vardı. Sayın Meral Akşener, ‘Suçlusu sensin’ deyince düşünmeye başladım. Evet galiba 2019 seçimleri biraz bu işin tetikleyicisi oldu. Süreci bu odada tetikledi. Biz İBB’de kamu sektöründe ahlaklı şekilde içindir için çalışmak göstermektediruz. Partizanlığa asla müsaade etmiyoruz. Kanal İstanbul’a mecbur olduklarını düşünüyorum. Biz mecbur değiliz. İstanbul halkı mecbur değil. ”
“DÜNYAYA MEYDAN OKUYACAĞIMIZ ÇOK ŞEY VAR”
“Dünyaya meydan okuyacağımız çok şey var. Hani sükse dikkate değer konuşmacılarımız bahsettiler. Dünyaya meydan okumanın yüksek tonda sesle olduğunu zannetmiyorum. Siz, buradan ne kadar bağırırsanız bağırın, sizi Japonya’dan, Kore’den, Avustralya’dan ya da Avrupa’dan hatta komşudan Bulgaristan’dan, Gürcistan’dan duymazlar. Ama ortaya koyacağınız teknolojik beceriler, başarılar, başarılı akademisyenlerin yayınları, bilimsel araştırmaları sizin sesinizi dünyaya duyurabilir. Biz, ey sesten anlarız. Bize uluslararası sükse deyince de bağırmaktan çağırmaktan değil, sükseyi böyle tanımlarız zihnimizde. Teknoloji Bakanı çıkıp ‘Kanal İstanbul da Kanal İstanbul’ konuşması yapıyor. Teknolojinin konuşulması gereken bir buluşmada. Akıllı şehirlerin konuşulması gereken bir buluşmada. Orada da ifade ettim burada da ifade edeceğim. Bunların bilinmesi lazım. Esas sükse yapamadığımız alanlar onlar. Ülkemizin 5 yılda yüksek teknoloji ürünlerine dair ortaya koyduğu cari açık ithalat ihracat arasındaki fark 2019 hariç 107 milyar dolar. ”
“İYİ YAPILAN ŞEYLERİ ALKIŞLIYORUZ”
“Hani diyoruz ya; petrol bağımlısı bir ülkeyiz. Hayır, biz daha çok teknoloji bağımlısı bir ülkeyiz. İnsanlar üretiyor, biz tüketiyoruz. Teknoloji Bakanı, efendim, çöp dağlarını çok iyi hatırlıyormuş, yirmi beş sene önce bu şehir kurtulmuş onun kanal da kanal … İyi yapılan her şeyi biz zaten alkışlıyoruz. Bu şehre Sayın Cumhurbaşkanı da hizmet. Önceki ve sonraki büyükşehir belediye başkanları. Allah hepsinden razı olsun. İyi yaptıkları şeylere ama. İstanbul, dünyaya meydan okuyacaksa gençlerin üretime, gençlerin teknolojiye dairesi, yeni nesil üretime dair ortaya koyacağı şeylerle sükse yapabilir ve meydan okuyabilir. Açıkçası İstanbul bu kanal tartışılıyor inşallah el birliği ile kurtulacaktır. ”
“BU ŞEHRE, BU BÜYÜK KÖTÜLÜĞÜ YAPMANIZA İZİN VERMEYECEĞİZ”
“Bu, asla siyasi bir mesele değil hayati bir meseledir. Biz buna bu gözle çalışmak ve bu kararlıkla bu çalışmalarımızı ve hukuki mücadelemizi veriyoruz. Hukuki zeminde mücadele odaklılığını görüyorum. Biz buna İstanbul’da her türlü teknik katkıyı seçtiğiniz hazırız. Ama hukukçular açılış ama teknik insanlar çalışır… İnşallah biz, bu doğruya bu şehri getireceğiz. Yine de çağrı yapıyorum açık ve net. Buradan herkese, Ankara’daki bütün yetkililere, bütün İstanbullular adına şunları vicdanına sesleniyorum: Gelin aklı, bilimi deneyin. Gelin bir daha düşünün. Bakın bu yanlıştan siz dönün. Bu darı, sizi bu yanlıştan döndürmesin. Vicdanınızın sesine kulak verin. Bu kişilerin feryadına kulak verin. Ve bu eşsiz şehre, geri dönüşü olmayan bir ihanete kalkışmayın. Çünkü bu şehir, hepimiz, geçmişimizden bize emanet edilen bu şehir, geleceğe aynı sağlıklı şekilde emanet edilsin diye teslim edildi. Umarım bunu sağlayacağız ve sizin bu şehre, bu büyük kötülüğü yapmalısınız fırsat tanımayacağız. ”