Altılı Masa, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Deva Partisi ve Gelecek Partisi tarafından ilk toplantısı 12 Şubat 2022’de yapılarak kurulmuş siyasi bir oluşumdur.

Peki, 12 Şubat 2022 tarihinden bu yana neredeyse bir yılını tamamlayan bir oluşumun seçmenlerine ne kazandırdığına baktığımızda çokta olumlu bir tablo görmek mümkün değil.

Bir yıl içerisinde gözle görülür elle tutulur herhangi bir siyasi çalışma yapılmadığı gibi kendi yandaş gazetecilerinin de tepkisini almış durumdalar.

6’lı masa da 6 lider bulunmasına rağmen bu liderlerin dışında farklı isimler üzerinde durmaları da kendilerine çok zaman kaybettirdi.

Aslında, Altılı Masa baştan beri yanlıştı.

Yanlış olduğunu 11nci toplantıdan da Cumhurbaşkanlığı adaylığı için bir isim çıkmamasına bağlamak mümkün.

Bu arada altı siyasi partinin adayları da altılı masa için değil her parti lideri kendisine oynadığından dolayı yol alınamadığı da ortada.

Yine bu oluşumdan siyasi liderlerin birbirlerine karşı çokta samimi olmadıkları da ortaya çıktı.

Aklın yolu bir en çok oyu olan siyasi partinin Genel Başkanı Cumhurbaşkanı adayı olacaktı.

Ve bu iş 2022 Şubat ayının sonlarına doğru netleşip seçmenlerle paylaşılmalıydı.

Altı siyasi partinin Genel Başkanları dururken dışardan aday aramak neyin nesi.

En son yapılan toplantının ardından yapılan açıklama şöyle.

“Bir kez daha ilan ediyoruz ki; Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı parlamenter sisteme inanmış, temel hak ve özgürlüklerin yanında, demokrasi âşıklarının adayı olacaktır.

Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı, ‘Yeter! Söz Milletindir’ diyen Millet İttifakı’nın adayı olacaktır.”

Cumhurbaşkanı adaylığına bir isim öneremeyen bir oluşum için Ne kadar keskin bir iddia, görüyorsunuz değil mi?

Acaba bu iddialı sözün arkasında kamuoyunun bilmediği bir şey mi var.

Çünkü şimdiye kadar yapılan toplantıların ardından da buna benzer açıklamalar yapıldı.

Her toplantının ardından liderlerin sözleri bazen çarpıtılarak bazense olduğu gibi kamuoyu ile paylaşıldı. Bu durum da liderlere “A politik” olarak yansıdı.

Yani bu durum da aslında altılı masanın aleyhine çalışan bir durum, olarak karşımıza çıkıyor.

Böyle iddialı bir sözün ardından, 9 saat süren bir toplantıdan bir sonuç çıkmaz mı?

Yaklaşık bir yıldan beri kendi seçmenine sıkıntı çektiren bu liderler gerçekten önce kendi seçmeniyle helalleşmelidir.

Altılı Masanın bir diğer aşamadığı sıkıntı da HDP.

Evet, altı masanın gözü HDP’ nin en son seçim de almış olduğu altı milyona yakın oyda. Gerçekten de küçümsenmeyecek bir oy potansiyeli var.

Altılı masanın içindeki bazı partilerin HDP ye sıcak bakmadığı özellikle İYİ Partinin sıcak bakmadığı zaten kamuoyuna yansıdı.
Öyle ki, böyle bir birliktelik olsa belki de İYİ partide dağılma olur. Tabii ki her parti her türden seçmenin oyuna taliptir bu da normaldir.

Ama HDP altılı masada ki partilerin hassasiyetlerinin karşısında kendi hassasiyetlerinin de hayata geçmesini istiyor.

İşte tamda burada kırmızıçizgiyi aşıp aşmamak var. Buna karar vermek o kadar kolay değil.

Bu karar sizin siyasi hayatınıza etki edebilir. Bu ince noktadan dolayı HDP’ yi masanın dışında tutarak süreci yürütmeye çalışıyorlar.

Buna da HDP müsaade etmiyor. Gizli işte ben yokum diyor.

Yapılan anketlerden alınan sonuçlara göre, Mevcut Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tüm parti liderleri ayrı, ayrı aday olursa çok rahat seçimi alıyor.

Eğer 6+1 olarak girerlerse de ikinci tura kalmayacağı yönündedir.

Benim gördüğüm, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adaylığını açıkladığından bu yana doludizgin gidiyor.

Seçim havası sadece AK Partide var. Seçime kalmış dört ay 6’lı masanın adayı belli değil.

Bunu bu yarışın içindekiler de biliyor. Şimdi de seçmen 13 Şubat 2023’ e kilitlenmiş durumda.

13 Şubatta karşımıza çıkan isim, eğer Kılıçdaroğlu ise ağırlıklı olarak 6’lı masanın dağılması demek.

Çünkü İYİ Partinin CHP nin altında bir seçime girmesi beklenilen bir durum değildir. Sayın Akşener’in ısrarla İmamoğlu veya Yavaş demesinin sebebi budur.

Cumhurbaşkanlığı ismi İYİ Partinin tasvip etmediği bir isim olursa İYİ Partinin oy kaybı olacağı kesindir.

Dolayısıyla burada aslında en zor durumda olan İYİ Partidir. Tabiri caiz ise iki tarafı keskin bıçakla karşı karşıyadır.

13 Şubatı bekleyip, sonucu hep beraber göreceğiz.