AK Parti Trabzon İl Başkanı Dr. Sezgin Mumcu açıklamasında, 15 Temmuz hain darbe girişiminin acı ama bir o kadar da kahramanca geçen yıl dönümünde, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını ve milletimizin birlik ve beraberlik içindeki iradesini bir kez daha yürekten hissediyoruz. Bu karanlık gecede, milletimiz tarihine altın harflerle yazdırdığı bu destansı zaferi hatırlamak ve şehitlerimizi anmak adına Milletimizin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik gününü en kalbi duygularım ile tebrik ediyorum. dedi.
Mumcu sözlerine, 15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye’nin bağımsızlığına ve demokrasisine en önemlisi de Türk milletinin iradesine karşı vurulacak büyük bir darbeydi. Bu olay sadece hükümeti devirip yönetimi ele geçirmek değildi aydınlık yarınlar için mücadele veren ve milletinin sevgisine mazhar olmuş Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı şehit ederek milletimizin kararlı duruşuna ket vurma çabasıydı, aynı zamanda ülkenin istikrarını, birliğini ve geleceğini yok etmeye yönelik bir planın parçasıydı. Darbe teşebbüsü, Türkiye’nin yeni ve güçlü geleceğini inşa etme çabalarını sabote etmek için tasarlanmış küresel bir terör örgütü olan FETÖ’nün paralel yapılanmasının son çırpınışları olmuştu ancak milletimiz başkomutanının arkasında durarak buna hamdolsun ki izin vermedi. Şeklinde devam etti.
O gece, vatansever Türk milleti, cuntacılara ve dışarıdan ülkemize müdahale etmeye çalışan hain terör örgütlerine karşı kutlu bir direniş gösterdi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin onurlu askerleri ve milletimizin Cumhurbaşkanımızın arkasında birleşerek, birlikte hareket ederek darbecilere karşı koyması, ülkenin demokrasisini korumanın ve yeniden bağımsızlığını sağlamanın bir nişanesi oldu. Ancak, başarılı olsalardı Türkiye’yi iç savaşa sürüklemek, Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı şehit etmek ve Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak için planlar yapılmıştı. Kara kaplı defterlerde yazılan hedefler, kara gecelerde uygulamaya koyulan planlar milletimizin onurlu direnişi ile karşılaşmış ve mağlup olmuştur.
Planları sadece darbe yaparak askeri yönetim inşa etmek değildi hedefte önce cumhurbaşkanımız ve başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı şehit etmek vardı. Cumhurbaşkanı’mızı şehit etmek halkı endişeye düşürecek ve teslim olmaya zorlayacaktı, eğer başarılı olsalardı teröre kapılarını açmış, milli iradesini kaybetmiş, IMF gibi dış kaynaklara bağımsızlığını teslim etmiş bir Türkiye hayali gerçekleştireceklerdi. Cumhurbaşkanımızın bulunduğu konuta giden silahlı kişiler onu şehit etme aklıyla yola çıkmış ve emellerine ulaşamadan cumhurbaşkanımız istanbul’a hareket etmişti. O kadar gözleri dönmüştü ki Cumhurbaşkanımızın uçağını hedef almış ve istanbul’a gelir gelmez hain emellerini uygulamaya koyabilmek için havalimanlarını ele geçirmeye çabalamışlardı, ancak unuttukları şey milletimizin direnişi ile karşılaşacaklarıydı ve milletin hizmetkarına yine millet sahip çıkacaktı. dedi.
Türkiye’yi Kaosa sürükleme planları ve milletimizin onurlu direnişi
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a yönelik bir suikast, ülkenin işgali anlamına gelecekti ve bu durum asla kabul edilemezdi. Bu senaryoda, ülkede derin çatışmalar yaşanacak ve Bir yanda, Pensilvanya’ nın desteklediği paralel yapı, haince ele geçirdiği askeri donanımlarıyla sahada olacakken, ortada silahlı ya da silahsız fırsatçılar ve gizli hainler kol gezecek ülkemizin ve milletimizin refahına ket vuracaktı. Diğer yanda ise vatansever Türk Silahlı Kuvvetleri ve milletimiz, yani Türk Silahsız Kuvvetleri demokrasisi için mücadele verdi. Bu iç savaş ve kaos durumunda, güneydoğu sınırlarımızda bekleyen terör örgütleri DEAŞ, PKK ve PYD harekete geçecek ve ülkemiz, bu şekilde bir kaos ortamına sürüklenmeye çalışılacaktı. Böyle bir durum, Devletimizin yönetiminin zayıflaması ve iç savaşın süreklilik kazanması anlamına geliyordu. Eğer 15 Temmuz’da hainler başarılı olsaydı, bugün bir iç savaş ve parçalanmış bir Türkiye ile karşı karşıya olacaktık. Ancak ülkemiz, milletimizin vermiş olduğu mücadelesi ile bu tehlikeyi atlattı.
15 Temmuz’da Hedef Bağımsız Türkiye’yi yok etmekti!
Türkiye, kendi iradesi ve bağımsız kararlarıyla yürüttüğü askeri operasyonlarla Ortadoğu gibi kargaşalı bir sürecin içerisinde bölgesel barışı ve güvenliği sağlamayı her zaman başarmış bir ülke konumundaydı. 15 Temmuz gecesi yaşanan hain darbe girişimi, sınırlarımızda konuşlanmış terör gruplarının güneydoğu bölgemiz ile Irak ve Suriye’nin kuzeyinde planladıkları tehlikeli senaryoları da ortaya çıkarmıştı. Eğer bu darbe başarılı olsaydı, bu bölgelerdeki askeri varlığımızın akıbeti ne olacaktı? Milli savunma kararlarının yalnızca Ankara’dan alındığı gerçeği, 15 Temmuz’da hedef alınan kritik bir unsurdu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bağımsızlığı ve milli savunma politikalarının merkezden yönetilmesi, ülkemizin uluslararası alanda güçlü bir şekilde var olmasını sağlamaktaydı. 15 Temmuz’da başarısız olan bu hain girişim, Ülkemizi dış güçlerin kontrolüne sokmayı ve milli savunmamızı onların emrine vermeyi amaçlıyordu. Ancak milletimizin cesareti ve kararlılığı sayesinde bu planlar boşa çıkarıldı. Bugün, Türk savunma politikaları, tamamen bağımsız ve milli çıkarlarımız doğrultusunda milletimizin ve demokrasimizin egemenliği altında şekillenmektedir.
15 Temmuz’da 40 yıllık bir terör örgütü yapılanmasının kamunun tüm birimlerini ele geçirerek devleti ele geçirme projesinden aldığımız derslerden yola çıkarak bundan sonrası için çok daha dikkatli ve daha güçlü olacağız. Birliğimizi, beraberliğimizi diri tutarak, hep birlikte ortak hedeflere doğru yürüyebilme becerimize asla halel getiremeyeceğiz. Bu vesile ile milletimizin kazanmış olduğu bu zaferin en büyük mimarlarından biri olan aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Onların fedakarlıkları ve cesaretleri, milletimizin birlik ve beraberlik içinde nasıl güçlü olduğunu tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Gazilerimize de şükranlarımı sunuyoruz; onlar, bu vatan için canlarını ortaya koyan gerçek kahramanlardır, milletimizin demokrasi mücadelesi adına Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde vermiş olduğu bu mücadele asla unutulmayacaktır.