Adını kenevirden alan ilçe özüne dönüyor
Kenevir üretimi Erdoğan’ın açıklamasıyla yeniden gündemde
Türkiye’de uzun yıllardır yasaklı olan sanayi keneviri bitkisinin 2016 yılında yetiştirilmesi kontrollü olarak serbest bırakılan 19 ilden birisi Rize olmasına rağmen ilde sadece 1 kişinin 100 dönümlük bir arazi için başvuru yaptığı kenevir üretimi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleriyle yeniden gündeme geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İnşallah Tarım Bakanlığımız bir çalışmanın içerisine giriyor ve bu adımları atacağız. Yeniden bunu üreteceğiz” açıklamalarıyla gündeme gelen kenevir ekimi Rize’nin ismini kenevir tarlalarından alan beldesi Kendirli’de heyecan uyandırdı. Kendirli Beldesi halkı kontrollü bir şekilde kenevir ekilmesiyle beldelerine ismini veren kendirden yapılan ürünlerin yeniden üretimine başlanabileceğini dile getiriyor. Üstelik Kendirli halkı bu ürünlerin değerini anlatmakla da bitiremiyor.
Beldede esnaflık yapan Bayram Gör “Eskiden burada kendir ekerlerdi. İplik yaparlarmış kendirden. Çok eskiden kendir vardır burada ismi o yüzden Kendirli. Ondan önceki ismi Goloz’du buranın. Eskiden kendir ekilirdi ve ip yapılırdı, kötüye kullanılmazdı. Şimdiki nesil kullanıyor. 90 yaşındaki dedem anlatırdı bunları hep” dedi.
Belde sakinlerinden Ömer Özdemir ise “Babaannemiz Kendir üretir. Buradan Derepazarı’na 15 kilometre yaya gider, ürettikleri kendir karşılığı bulgur, pirinç, ekmek, hatta hamsi bile alırlardı. Geçimimizi kendirden sağlarlardı. Çok az da bir mısır vardı, o tarlaların kendir ekili olduğu zamanı ben bilirim. Yaşça çok küçüktüm ama hatırlarım. Buraya o zamanlar Kendirli denmedi, Goloz denirdi. O zamanlar büyüklerimiz nereden akıllarına gelmişse Kendirli ismini sonradan takmışlar. Burada çok kendir tarlası olduğundan burası o Kendirli ismini almıştır” şeklinde konuştu.
Kendilerine ait kenevir tarlası olduğunu ve yasağın gelmesiyle kenevirin yerine yörede artık çay ekilmeye başlandığını ifade eden İbrahim Öz “Benim babam annem bu işi yapardı. Kendir yetiştirirdik. 5 dönüm bir arazimiz vardı, arazinin de ismi kendirlikti. Ben çocuktum, orada yetiştirirdik kendiri. Kendirin liflerinden ip yapardık. Odun kısmını da hem ateşte yakmak için, hem de gece bir yerden bir yere giderken aydınlatma da kullanırdık. Feretiko vardı, annem atlet, gömlek yapardı bize. Çok iyi bir geçim kaynağıydı. Sadece biz değil bütün bölge kendir yetiştirirdi. Kendirli adını ondan alıyor. Kendirden yapılacak poşetler naylon poşetlere iyi bir alternatiftir. Doğaldır, doğaya hiçbir zararı yoktur” diye konuştu.
“İnşallah Kendirli, ‘Kendir’li olur”
Geçmiş yıllarda babaannesinin kenevir ipinden kıyafet diktiğini hatırlayan Dursun Ali Kılıç da “Ben babaannemin kendir ektiği zamanlara yetiştim. Eskiden buralarda kendir ekerdiler ve ip yapardılar. Oturduğumuz iskemleleri ondan yapardılar. Onları satar evin ihtiyaçlarını alırdılar. Öyle bir şey oldu ki kendir yasaklanınca ne gömleğimiz kaldı, ne atletimiz kaldı, feretiko gitti. Eğer geriye dönüş olursa ben mesela çilek ekecektim, çileğin yerine kendir ekerim yani. Tekrar özümüze dönmüş oluruz. Çilek her yerde yetişir ama kendir her yerde yetişmez. Şimdi dışarıdan alıyoruz bu kendiri, o feretiko ipleriyle Rize’de halen gömlek yapılıyor ama nereden geliyor bunun ipleri, hep dışarıdan geliyor. Ben şimdi alıyorum o gömleklerden ama babaannemin yaptığı gömlek ve atlet gibi olmuyor, teri emmiyor. Kendisi gitti ismi kaldı. İnşallah Kendir gelir de Kendirli, Kendirli olur” şeklinde konuştu.
“Kendir ipinden yapılan kumaş daha yumuşak ve daha özelliklidir”
Dünyaca ünlü Rize Bezi’nin üretiminin kenevirden elde edilen ipler ile yapıldığını dile getiren İyidere Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Muammer Mete ise “Rize bezi yani feretiko kenevir üretimi ile başlar. Tarihi milattan önce 9. yüzyıla dayanır. 1800’lü yıllardan beri Rize halkı Rize Bezi, o zamanki deyimiyle feretikoyu atölye şeklinde değil münferit şekilde evlerinde kendi ihtiyaçlarını karşılamak için dikerlerdi. Fazlasını da yurt dışı dahil olmak üzere özellikle Arap ülkeleri başta olmak üzere sattıklarını biz dedelerimizden biliyoruz. Hatta çocukluğumda ben babaannemin tezgahta Feretiko okuduğunu biliyorum. 1950’li yıllarında da haşhaş ekiminin yasaklanmasıyla kendir ekimi de yasaklandı. O tarihten beri daha kendir ekilmemektedir” ifadelerini kullandı.
Rize’de yetiştirilen kendirden yapılan kumaşların ithal ipliklerden yapılan kumaşlardan daha kaliteli ve özellikli olduğunu dile getiren Mete “Yurt dışından gelen iplikler her ne kadar ıslah edilmişse de bizim 50’li yılların kendiri gibi değildir. Ekim alanlarını pek bilmiyoruz ama sıcak iklimler olduğu için ketene doğru, sert kumaş çıkıyor onlardan. Oysa bizim 50’li yıllarda yapmış olduğumuz kumaşlar çok daha yumuşak ve çok daha özellikli idiler” açıklamasında bulundu.
“Kendir ipinden yapılan atlet yerini hiç bir şey tutmaz”
92 yaşındaki Fatma Yıldırım ise geçmiş yıllarda kendir ipinden gömlek, iç çamaşırı ve çarık yaptıklarını, günümüz şartlarına göre daha kullanışlı olduklarını dile getirerek “Önce ekerdik onu, büyürdü, lifini gövdesinden ayırırdık, ip olurdu. Önceden çarık diker onu giyerdik. Kendir ipinin gömleği çok güzel olurdu, ter çekerdi. Deniz kenarına sererdik, yaptığımız gömleği. Kurudukça deniz suyu atılırdı üzerine bembeyaz olurdu. Kendir ipinden güzel bluzlar yapardık, önleri işlemeli. Kendirden her şey olur. Şimdi dışarıdan alma fanilalar giyiyorlar, o ter çekmez. Bizim yaptıklarımız teri çekerdi” dedi.