BTP Lideri kurmaylarıyla birlikte gittiği Sakarya’da il yönetimi ve teşkilat mensuplarıyla bir araya geldi.
Partilerle Sakarya’daki çalışmalar ve Türkiye gündemi üzerine sohbet eden BTP lideri, güncel onular üzerine dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Hüseyin Baş’ın Sakarya konuşmasının satır başları şöyle;
Türkiye’nin son 20 yılına baktığınızda Osmanlı’nın son 50 yılına benzediğini görürsünüz. Adeta adı konmamış bir Düyunu Umumiye tarafından yönetiliyoruz. Adı konmamış ama yönetim biçimi aynı, halkın sırtına yüklenen vergiler aynı, zamlar aynı. Bildiğiniz aynı dönemi yaşıyoruz ve dolayısıyla bu işin sonu tarihte de olduğu gibi yakın coğrafyamızda da olduğu gibi üzülerek söylüyorum, endişe içinde söylüyorum ama savaş olabilir. Buna gitmek istemiyorsak, kendimizi muhafaza etmek, geleceğimizi korumak, kurgulamak, istediğimiz gibi yönlendirmek istiyorsak bunun yolu siyasettir. O zaman hepimiz Bağımsız Türkiye Partisi neferi olarak siyaset yapmak zorundayız. Çünkü ülke gerçekten her anlamda parçalanmanın eşiğine gelmiş vaziyette. Çok değil bundan 100 yıl önce bu topraklar işgal altındaydı. Bu işgalciler sanmayın ki bugün bu işgal düşüncelerinden vazgeçmiş durumdalar, hiçbir zaman vazgeçmediler. Bugün bizi kültürel olarak ellerinin avuçların içine almış vaziyetteler, bizi ekonomik olarak avuçların içine almış vaziyetteler.
“İktidar fellik fellik para arıyor”
Bakın iktidarımız fellik fellik para arıyor. Bir gün Avrupa’ya gidiyor, bir gün Körfez ülkelerine gidiyor, yakında Asya turlarını başlatırlar muhtemelen. Hani müflis tüccar varını yoğunu, her şeyini satmaya başlar ya Türkiye o durumda. Size anlattıkları, yok ülkemiz büyümüş, yok ülkemiz bir noktaya gelmiş… Ya çok düşünmenize gerek yok, Türkiye’nin dış borcunu son 20 yılda açın bakın görürsünüz işte. Bizi başkasının eline bakmaya muhtaç edenler yarın bizim parçalanmamıza, yarın bizim yok olmamıza sebep olacak! Buna dur diyecek kadro sizsiniz, buna dur diyecek kadro Bağımsız Türkiye Partisi kadrosu.
“Türkiye’de siyaset dizayn edilmiştir”
Türkiye’deki bütün siyasi yapılar işine geldiği zaman milliyetçidir, işine geldiği zaman emperyalisttir, işine geldiği zaman Atatürkçüdür, işine geldiği zaman Osmanlıcıdır. Bunlar rüzgar nereden eserse oranın adamıdır. Türkiye’de siyaset dizayn edilmiştir. Dizayn edilmiş siyasetin sonucunda sizin önünüze konan bütün figürler ve fikirler aslında aynı noktadan üretilmektedir. Siz bunu kabul edin ya da etmeyin, siz bunu fark edin ya da etmeyin bu böyle bir gerçektir. Bakıyorsun milliyetçi dediğin insanlar konu ekonomik bağımsızlık olduğunda, konu tarım gıda olduğunda, konu madenler olduğunda hiç milliyetçi değil. Tarımda ithalat yaparlar tarımda milliyetçi değildir, gıdada milliyetçi değildir. Bakarsın ‘yer altı kaynakları madenler ne oldu’ dersin, ‘onlar bizde yok der ya da başkaları işletiyor’ der ama baktığın zaman sorsan milliyetçi!
“Atatürk’ün karşı çıktığı her şeyi yapıp kendilerine Atatürkçü dediler”
‘Atatürk bugün olsa neye karşı çıkardı’ diyorsanız, bugün Atatürkçü gördükleriniz de Atatürk’ün karşı çıkacağı bütün şeylere sarılmış ilerliyor. Türkiye’deki siyasetin özeti bu… Aklınıza hangi husus geliyorsa. Atatürk bununla mücadele etti, milli mücadele verdi, hayatını ortaya koydu. Yüz binlerce insanımız şehit oldu bu uğurda ne kazandık? Bağımsız, siyasi ve ekonomik bağımsızlığa sahip bir Cumhuriyet, devlet kazandık. Sonra bunu yapan Atatürk’ün karşısında, bu siyasi ve ekonomik bağımsızlığı gittiler başkalarının eline verdiler buna da Atatürkçülük dediler. Şimdi kusura bakmayın da buna inanmak saflıktır, buna inanarak bunu yapan siyasetçi de en hafif tabirle söylüyorum ahmaklık yapıyordur, öyle bir şey olmaz.
“Tam bağımsızlık demek zorundayız”
Bu cumhuriyete, bu devlete, bu millete sahip çıkacaksak ‘tam bağımsızlık’ demek zorundayız. Tam bağımsızlık nedir? Bu tam bağımsızlık; Ekonomide bağımsız olacaksın, siyasetinde bağımsız olacaksın, eğitiminde bağımsız olacaksın, askeriyede bağımsız olacaksın. Senin ordunu bile dizayn ettiler. Hükümetler, iktidarlar eliyle FETÖ sızmış, nasıl sızdı bu Ordu’ya? Ben FETÖ’cü dediğini 100 metreden tanıyorum. Siz tanıyamadınız mı, siz anlayamadınız mı? Ben 100 metreden görünce tanıyorum, ‘FETÖ’cüdür bu’ diyorum, siz tanıyamadınız yok ya! Sizin elinizle orduya sızdırıldı.
“Din diyerek, Atatürk diyerek kandırdıkları insanımızı ayıktıracağız”
Hiçbir şeyimiz bağımsız kalmadı, hepsi elimizden alındı, bu bir tehlike. Din diyerek kandırdıkları insanımızı ayıktırmak zorundayız. Atatürk diyerek kandıranları da ayıktırmak zorundayız. Bakıyorsun Türkiye’de dini eline almış bir siyasi oluşum var, Müslümanları manipüle ediyor da, milliyetçiliği eline almış siyaset aynısını yapmıyor mu? Atatürkçülüğü eline almış siyaset aynısını yapmıyor mu? Hepsi aynısını yapıyor. O zaman hepsini ayıktıracak olan biziz.
“Hem Atatürkçü, hem muhafazakar, hem laik nasıl olacağız?”
Diyeceksiniz ki ya, ‘biz hem Atatürkçü, hem milliyetçi, hem muhafazakar, hem demokrat, hem laik nasıl olacağız?’ İşte böyle, yaşadığınız gibi olduğunuz zaman öyle oluyorsunuz. Bunun için ekstra bir şey yapmanıza gerek yok. Bu ülkenin kurucusu felsefesinin içinde zaten bunlar var. Baktığınız zaman Atatürk tam olarak bu insan. O hem milliyetçi en üst düzeyde, hem cumhuriyetçi en üst düzeyde, hem en üst düzeyde dindar, hem en üst düzeyde laik. Atatürk gibi olacağız, yapacağımız iş bu felsefemiz bu ve bütün topluma bunu anlatacağız.