Türk milleti böyle bir insan topluluğudur. Ama bizi kendi halimize hiç bırakmıyorlar. Sağımızdan tutuyorlar, solumuzdan tutuyorlar. Bir yandan FETÖ, Suriye’de de PKK, PYD hepsi yine değişik bir formatta yanı başımızda. O yüzden bu gücün devamı lazım. Bizim kimsenin toprağını işgal niyetimiz yok. Ama bu topraklarda isek, başlı başına güçlü olmak zorundayız. Yoksa rahat bırakmazlar sizi…” dedi.
Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) öğrencileriyle iftar programında bir araya geldi.
Çok sayıda lise ve üniversite öğrencisinin iştirak programda iftardan sonra gençlere hitap eden Başkan Genç, güncel meselelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
“ABD BAĞIMSIZ TÜRKİYE İSTEMİYOR”
Türkiye Cumhuriyeti’nin çok partili hayata geçtiği 1950 tarihinden itibaren dış destekli darbe ve muhtıralara değinen Başkan Genç, şöyle konuştu: “İkinci dünya savaşından sonra 1950 yılında çok partili hayata geçiş süreci başladı. 1950’lerde NATO üyeliği ve o yıllardaki Kore Savaşı, Menderes hükümetleri, yani Türkiye’nin bağımsızlığa tam adımını atacakken ABD’nin yaptırdığı 1960 askeri darbesi var. Ondan sonra yeniden Süleyman Demirel ile birlikte milli iradenin tek başına iktidara gelmesi… Bunun sonucunda ülkenin tek başına kalkınma hamleleri, rahmetli Erbakan Hocamızın yerli motor vizyonunu ortaya koyması, Milli Nizam Partisi ile başlayan serüven. Ondan sonra 1971’de muhtıra, 1980’de yine darbe. Bunlar hep ABD’nin burada bağımsız bir Türk devleti istemeyişinden kaynaklanıyor. 1997’de, 2007’de ve yine bir gladyo marifetiyle beraber askerimizin içine soktukları o eli harekete geçirdiler. Bunlar ekonomiyle bağlantılı olarak ülkemizin yürüyüşünü kesintiye uğratmak için ABD’nin attığı adımlardır. Millet de birazcık daha işin farkına vardığı için artık askeri darbelerle bunu yapamayacaklarını gördüler ve en kutsalımızla beraber, inancımızla beraber bizi aldatan hain bir terör örgütü FETÖ ile beraber 15 Temmuz’da tekrar darbeyi
denediler. Bu da tutmadı çok şükür. 15 Temmuz’dan sonra seçilen ABD Başkanı Joe Biden’ın sözü çok önemli. 15 Temmuz’u yapabilseydiler onlar için sıkıntı olmayacaktı. Cumhurbaşkanımızı indiremediler. Artık Türkiye’de biz bu işleri ne dini kullanarak, ne de askerle yapamayacağımızı anladık demek istediler. Sivil demokrasi gereği güya sözde muhalefeti destekleyerek Tayyip Erdoğan’ı indireceğiz gibi bir havaya girdiler. Şu andaki seçimin önemi bu arkadaşlar…”
HER TÜRLÜ PROVOKASYONU DENEDİLER
Türkiye’nin 7 Şubat 2011 yılında cereyan eden MİT kriziyle beraber bağımsız politikalar icra etmeye başladığına dikkati çeken Genç, “Ben 2001’den beri siyasetin içindeyim. Bizim dönemler de dahil olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti NATO üyeliğinden sonra 7 Şubat 2011 tarihinden itibaren ilk kez bağımsız olarak yönetilmeye başlanmış ve ancak 15 Temmuz’dan sonra tam bağımsız olarak yönetilmeye devam edilebilmiştir. 7 Şubat 2011’te MİT krizi patlamıştır. Cumhurbaşkanımız Hakan Fidan’ı atadıktan sonra ilk tepki İsrail’den gelmiştir. Bu şu demek 1950’den beri bu ülkenin istihbaratı İsrail’in kontrolündeydi. Türkçesi budur yani… Ondan sonraki süreçte bizim hükümetimizi, Cumhurbaşkanımızı düşürmeye dönük gezi olaylarından tutun da çeşitli provokatif hadiseler ve en son 15 Temmuz’ hain darbesine giriştiler. 15 Temmuz’dan sonra içerdeki hainler de büyük oranda temizlendi. Şu anda ülke hızlı karar alabiliyor ve icra edebiliyor.” diye konuştu.
“BİZİ KENDİ HALİMİZE BIRAKMAZLAR”
Türkiye’nin yerli petrol ve gaz arama platformuna sahip olan dünyada sayılı ülkeler arasında yer aldığını belirten Başkan Genç, yerli ve milli teknoloji hamlesine vurgu yaparak, “Hemşehrimiz, eski bakanımız Berat Albayrak’ın şu sözü çok önemli. Bazı komutanlara, ‘biz petrolümüzü ve gazımızı çıkartacağız, bize gemi lazım, bunu alacağız’ dedim. ‘Bunu almalıyız’ dediler. Bazı komutanlar kırk dereden su getiriyor, almamamız için. Şu anda bizim dört tane petrol arama ve sondaj gemimiz var kendimize ait, kendi malımız. Dünyada toplamda bu şekilde platforma sahip ülke sayısı 17-18 tane… İşte SİHA ve İHA’larımızla, kendi gücümüzle beraber terörle mücadele ediyoruz. Kendi halimize kaldığımız zaman kendi üretip yükselen, güçlü olan ve güçlü kalabilen bir ülkeyiz. Türk milleti böyle bir insan topluluğudur. Ama bizi kendi halimize hiç bırakmıyorlar. Sağımızdan tutuyorlar, solumuzdan tutuyorlar. Bir yandan FETÖ, Suriye’de de PKK, PYD hepsi yine değişik bir formatta yanı başımızda. O yüzden bu gücün devamı lazım. Bizim kimsenin toprağını işgal niyetimiz yok. Ama bu topraklarda isek, başlı başına güçlü olmak zorundayız. Yoksa rahat bırakmazlar sizi…” değerlendirmelerinde bulundu.
