EN ŞİDDETLİ TEPKİYİ VERMELİYİZ AMA?
İsveç’te bir sapkın Haçlı kalıntısı,
Tarihin derinliklerinden beri süregelen İslam ve Müslüman düşmanlığını bir kez daha dışa vurarak bir şov yapıyor ve Kur’an’ı Kerim kitabını yakarak,
Kendi cehaletini, alçaklığını ve sapkınlığını ortaya koyuyor.
Bu ve benzeri kepazelikleri ilk defa yapmıyorlar. Yakın geçmişte bile Selman Rüşdi, İsveçli karikatürist, Fransız Charlie Hebdo dergisinin Peygamberimize hakaret karikatürü ve benzeri sapıkların aynı şeyleri yaptığını hatırlayalım!
Sadece şimdi değil, Tarihin her döneminde bu yüzsüzlüklerini, bu utanmazlıklarını, bu cinayetlerini ortaya koyacak pek çok eylemleri hep yapageldiler.
Bunun çok daha beterini, bin beterini bu Kitap’a inanan insanların milyonlarcasını katlederek, her türlü taciz, tecavüz, işkence, soykırım yaparak, Müslümanların vatanlarını işgal edip, en barbar katliamları yaparak, daha kötüsü Müslüman ülkelerden İslam ve Kur’an’ın tüm hükümlerini, ahkamını kaldırarak, kapitalizmi yerleştirerek ve iliklerine kadar sömürerek yaptılar, yapmaya devam ediyorlar.
MÜSLÜMAN ÜLKELERİN REJİMLERİNDE, İDARELERİNDE, ANAYASA VE YASALARINDA, ADALET VE AHLAK SİSTEMİNDE, İKTİSAT VE KÜLTÜRÜNDE, SOSYAL HAYATLARINDA KUR’AN KİTABINI DEĞİL AMA AHKAMINI YAKIP YOK ETMEDİLER Mİ VE YAKMAYA DEVAM ETMİYORLAR MI? HEM DE MÜSLÜMAN İDARECİLERİN ELİYLE!
BU OLAY ONLARIN KENDİ YURDUNDA YAPILDI. BİN BETERİNİ BİZİM TOPRAKLARDA, MÜSLÜMAN ÜLKELERDE YAPTILAR, YAPMAYA DEVAM EDİYORLAR!
Bu vahşetlerinin en son örneklerini,
İlk Dünya savaşında Osmanlı Devleti’nin üzerine leş kargaları gibi üşüştüklerinde ve koca bir Müslüman diyarını paramparça edip, yediklerinde ve halen de yemeye devam ettiklerinde ve sonrasında da, Osmanlı’dan sonra başsız ve sahipsiz bıraktıkları Filistin’de, Afganistan’da, Bosna’da, Kosova’da, Çeçenistan’da, Irak, Suriye, Libya, Yemen ve D. Türkistan’da gördük, halen de en acı bir şekilde görmeye devam ediyoruz.
Kutsal Kitabımızı yakmalarına, hangi şekilde olursa olsun, en ufak bir hakaretlerinde, Müslümanlar olarak en şiddetli tepkiyi vermeliyiz. Bunda en ufak bir şüphe ve tereddüt yok.
Ama, çok daha vahim olan, sadece Kitabımızı değil, bir bütün olarak emir ve yasaklarını, insanlığa mesajını, Kur’an’ın ahkamını meriyetten, yürürlükten kaldıran,
Tek bir hükmünü dahi sistemde bırakmayan ve tamamen, Kur’an yakanların istediği gibi, hatta onları da aşan bir uygulamayla, Onlara angaje olan, küresel vahşi kapitalizme tümüyle entegre olan eylem ve uygulamalara da,
Kur’an yakmaya verdiğimiz tepkinin bin katını vermeli değil miydik?
Sadece Kur’an’ı değil, hem Kitabını, hem hükümlerini, hem O’na inananları, hem de topyekün vatanlarını yakıp yıktıklarında, bütün olarak her şeylerini ayaklar altına aldıklarında,
Filistin’de, Çeçenistan, Bosna, Irak, Suriye, Libya, Yemen, Arakan ve D. Türkistan’da bunları yaptıklarında ve halen yapmaya devam ettikleri halde, bu tepkinin milyon katını vermeli değil miydik? BU TOPRAKLARDA YAPTIKLARI, İSVEÇ’TE YAPTIKLARININ MİLYON KATI DEĞİL Mİ? FİİLEN YAPTIKLARI “YAKMA, YOK ETME” DEĞİL Mİ? Bizim ellerimizle, bizim coğrafyalarda yapılanlar yakma değil mi? Irak işgal edilirken, Suriye parçalanıp kan gölü yapılırken, Filişstin ve Kudüs işgal edilirken, D. Türkistan’da bir millet, milletimiz halen yok edilirken, KUR’AN İLE BERABER HAYATLARI, TOPRAKLARI, HER ŞEYLERİ YAKILIRKEN aynı tepkiyi milyonla çarparak vermeli değil miydik?
Kur’an’ın meriyette kalan son hükmü olan zinanın serbest bırakılmasında ve idamın kaldırılmasında, küresel vahşi kapitalizmin, yani Kur’an yakanların bütün ilke ve sistemini Müslüman topraklarına, yasa, anayasa ve idaresine yerleştirirken bu tepkinin kat be katını vermeli değil miydik?
Bu kutsal Kitabın adalet ve ahlakını zedeleyen, hatta ortadan kaldıran her adıma, her olay ve uygulamaya şiddetle karşı durmalı değil miydik?
KENDİ DEVLETLERİNDE YAPTIKLARI BU EYLEME BİR ŞEY YAPAMIYORUZ AMA BİZİM ÜLKELERİMİZDE YAPTIKLARINI neden engellemiyoruz? Bunu NEREYE KOYACAĞIZ? Bizden başlamalı değil miyiz?
Bütün bunlara tepki vermezken, dünya Müslümanlarının sadece kutsal Kitabı değil, tüm hükümleri, canı, malı, vatanı, ırzı ve namusu tarumar edilirken susup ya da çok cılız tepkiler verirken, Kitabı yakarken sesimizi yükseltmemiz, bir tutarsızlığı, bir samimiyetsizliği, bir şuursuzluğu, en hafifinden bir yetersizliği ortaya koymuyor mu?
Esası yakarken, esası ortadan kaldırırken vermemiz gereken tepkiyi, esasın yazılı olduğu kitabı, yazılı kağıdını yakarken vermemiz ne kadar etkili olacaktır?
Sakın yanlış anlaşılmasın!
Diğer esas eylemleri yapmadığımız halde, kitabımıza yapılan bu eylemi de görmezden gelelim gibi bir düşünce ve öneriyi aklımızın ucundan bile geçirmeyelim ve asla geçiremeyiz. Sözlü ve fiili her türlü hukuki tepkiyi en yüksek perdeden vermeliyiz, vermeye devam etmeliyiz.
Ancak, Kitabın esasını ortadan kaldıran dahili ve harici eylem ve uygulamalara, bin katı, milyon katı hukuki tepkiyi de vererek bunu yapmalıyız, yapmalı idik.
Bu aşağılık eylemin, dahilde ve hariçte kime yaradığına da bakmak zorundayız.
Kaybedeni şimdilik İsveç olsa da, kazananı emperyalist kan içiciler ve özelde de pusuda bekleyen, NATO bağlamında Rusya’dır.
İsveç’e zorluk çıkaran, NATO içinde sorun oluşturan her eylem Rusya’ya yaramaktadır.
Ayrıca bu adi eylem ile Türkiye’yi NATO’dan çıkarma pilanlarına bir adım daha kolaylık sağlayıp,
BOP çerçevesinde her türlü isteklerini Türkiye’ye yaptırıp, Müslüman alemde ve hususen bölgemizde ziyonist izrail’e direnecek tek bir güç bırakmayıp,
Hepsini yerle yeksan edip, kan gölüne çevirdikten sonra,
Ayakta zar zor kalan ve henüz parçalayamadıkları ama çok yaklaştıkları İran’ı içten karıştırarak,
Türkiye’yi de NATO dışına alıp, birtakım Yonan, Ermeni ve terör gurupları yumuşak karnından vurmak, tarihi Haçlı emellerine ulaşmak istemenin bir pilanı olma ihtimali de vardır.
Bir diğer ihtimal de, Ukrayna-Rusya savaşında tüm Avrupa’yı NATO ve ABD şemsiyesi altına toplayıp, ABD çıkarlarına iyice ram ettikleri gibi,
Türkiye’yi de iyice sıkıştırıp, zaten dört koldan avuçladıkları bir zamanda, Rusya ile arasını tümüyle bozup koparmak,
NATO ve ABD çıkarlarına tümüyle teslim etmek, Türkiye’yi tümüyle kontrol edip tamamen peyk haline getirmenin bir parçası da olabilir. Yani Avrupa ülkelerine yaptıkları gibi, ABD ve NATO’ya iyice yaklaştırmak, Rusya ile ipleri tamamen koparttırmak pilanı da olabilir.
Her iki durum da bir ihtimal olup, neticesi en geç seçimden sonra görülecek, seçim için bir tiribünlere oynama fırsatı tanıyarak, seçimden sonra gereğini yapmış olabileceklerdir.
Emperyalizmin her iki tarafına da yaramayacak, bize hizmet edecek bir denge politikası gütmek en doğru yol olarak dikkate alınmalıdır.
Nihai hedef, güçlü ve tam bağımsız bir Türkiye ile Türk-İslam alemiyle birlikteliği sağlamak ve ezilen tüm dünya devletleri ile güç birliği yapmak, barışı, insani ilişkileri ise herkesle yürütmektir. DAHA DA MÜHİ Mİ, YAKTIKLARI KUR’AN’IN HÜKMÜNÜ HAYATIMIZA GEÇİRMEK, VAHŞİ KAPİTALİST SİTEMİN YERİNE İKAME ETMEKTİR.
KUR’AN YAKANLARA EN ETKİLİ VE VERİLMESİ GEREKEN İNANDIRICI CEVAP, KUR’AN AHKAMINI EN AZINDAN KENDİ İÇİNDE HAKİM KILMAK, HAYATA GEÇİRMEK OLACAKTIR. Gerisi boş ses, boş gürültü, hamaset, tiribünlere oynamadır. Geçmişte Hollanda ve Fransa ile de benzeri kükremeler yapılmış, seçim geçince hepsi bitmiştir.
İsveç’te ki bu eyleme ise, sözlü gürültülerle değil, fiili uygulamalarla cevap vermek, yapılması gerekendir.
Bir sapığın yaptığı eylemi reklam edecek, esas amaçları olan yaygın duyuracak ama fiili hiçbir şey yapılmayacak bir duruma da sokulmamalıdır.
İçerdeki siyasi amaçlara da alet edilmemeli, bu pislik eylem üzerinden parti çıkarı öne çıkarılmamalı, amacından çıkarılıp bir takım yalan ve algı oyunlarına alet edilmemelidir ki, bu yönde çaba ve söylemleri, her zaman olduğu gibi basında görmekteyiz. İsveç ve bu olay üzerinde yalancı kahramanlıklar, fiiliyata dökülmeyen sözler, sadece seçime ve oya yarayacak, kamuoyu algısı oluşturma çabasına katkı sağlayacaktır.
Seçimde bu tür şeyler hep lazım oldu! Dahilde ve hariç te dahasını da göreceğiz!
Bu aptal ve ahmak eylem İsveç’in NATO üyeliğini engeller mi?
Hiç sanmıyorum!!! En geç seçimden sonra girer mi? Hep beraber göreceğiz!
Yukarıda zikrettiğimiz iki ihtimal de mümkün olup, ya tamamen NATO ve ABD’ne ram olunacak, ya da BOP’nin son aşaması olan, dışarı atıp Haçlı emellerine girişilecektir.
Çok ama çok dikkatli davranmalıyız!
Allah korusun ve küresel emperyalist ve ziyonistlerin tuzaklarını kendi başlarına yıksın inşallah. Kahrolsun emperyalizm, kahrolsun lanetli ziyonizm!
EVET. İSVEÇ’TE YAPILAN NAMUSSUZLUĞA HER TÜRLÜ SÖZLÜ, YAZILI VE FİİLİ TEPKİYİ VERELİM, VERMELİYİZ, VERECEĞİZ.
Ama ESAS YAKMAYA, YAKTIKLARINA, YAKTIKLARIMIZA BİN KATI TEPKİ VEREREK.
Ahkamını hayattan çıkarıp, evin en güzel yerine, yükseğe astığımız Kur’an tavrımızı, yakma işinde de sürdürdüğümüz görülmektedir.
Sahi biz, Kur’an’ın ahkamına, emir ve yasaklarına mı sahip çıkıyoruz, yazılı olduğu kağıda, kitaba mı?
Doğrusu, gerçekçi ve samimim olanı ise, önce ahkamı ve paralelinde de yazılı olduğu kağıdına ve kitabına, ikisine birden sahip çıkmaktır.