Son günlerde, televizyon programlarında ve sosyal medya paylaşımlarında sıkça muhtemel adaylığından bahsedilmekte ve yorumcuların bir kısmı tarafından da mevcut cumhurbaşkanına karşı rahatlıkla seçimi kazanabileceği dile getirilmektedir.
Son olarak Metropol Araştırma Şirketinin sahibi Özer Sencar’ın Ruşen Çakır ile yapmış olduğu yayında : “ Biz Ali Babacan’ı ölçtük, Erdoğan mı Ali Babacan mı diye sorduğumuzda Ali Babacan yüksek çıktı.” İfadesi, iktidar kanadında oldukça endişe ile karşılanmış ve bir karalama kampanyası başlatılmasına karar vermelerine sebep olmuştur.
Bu çirkin karalama kampanyası çerçevesinde, genel başkanımızın ifadeleri ve söylemleri sıkça kesilip biçilerek paylaşılmakta, asla parti gündemimizde olmayan bazı konular mesnetsizce bir şekilde dile getirilmektedir.
Temel Haklar Eylem Planımızdan hemen sonra, Anayasadan Türklük ifadesini çıkaracağımız iddiası bunların başında gelmektedir. Ne eylem planımızın içerisinde ne de Genel Başkanımızın hiçbir söyleminde böyle bir ifade yer almamaktadır.
Gerekli merciler tarafından onlarca kez konuya açıklık getirilmesine rağmen, konu ısrarla anayasamızın ilk 4 maddesine çekilmekte ve bunun üzerinden bir karalama kampanyası yürütülmektedir. Anayasadan Türklük ifadesinin kaldırılması ile ilgili partimizin bir söylemi olmamıştır, olmayacaktır. 66. Madde için öngördüğümüz vatandaşlık tanımının daha kapsayıcı bir şekilde yeniden düzenlenmesi, Türklük ifadesinin kaldırılması demek değildir.
Daha sonrasında, bugün kendi partisine de muhalefet eden ve siyaset arenasında herhangi bir görevi olmayan, söylemleri ile mevcut iktidarın seçim propagandasına yardımcı olmaya çalışan Mehmet Sevigen’in, HDP kapatılırsa HDP’nin adaylarının DEVA Partisi listelerinden seçime gireceği iddiası ortaya atılmış ve karalama kampanyasının dozu arttırılmaya çalışılmıştır.
Genel Başkanımızın bu iddiaya cevabı çok nettir. “ Asılsız bir iddia, topyekûn yalan. Seçim yaklaştıkça bunlardan çok duyarız, yani asılsız iddiaları, yalanları çok duyarız.” Şeklinde çok net bir cevap verilmiştir fakat genel başkanımızın bu cevabı, ne hikmetse gereken mecralarda haber yapılmamıştır.
Baykar, İHA ve SİHA mevzusu, bu çarpıtmaların sonuncusu olmakla birlikte, videoların en çok kesilip biçildiği ve cımbızlanarak paylaşıldığı konudur.
Genel başkanımızın konu ile ilgili ilk söyleminden, fakat iktidarın ve Baykar yetkililerinin hiç değinmediği kısmı aynen aktarıyorum: “ Biz özellikle insansız hava araçları ile ilgili Türkiye’de oluşan üretim kapasitesinin ve teknolojinin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz ve ülkemizin gurur kaynağı olduğunu düşünüyoruz.” Sonrasında ise bu firmaların sayısının artması, benzer başka firmalara da destek verilmesi, başka firmaların da kurulmasıyla oluşacak rekabet ortamının kaliteyi arttıracağını söylüyor.
Burada hangi söylemin iktidarı rahatsız edebileceği kamuoyunun vicdanına bırakılmıştır. Biz DEVA Partisi olarak, Baykar ve benzer teknolojiyi üreten firmaların sayısının artmasını, bu işin sadece bir firma ile sınırlı kalmamasını istiyoruz.
Baykar firmasını takdir etmekle ve ürettiği teknoloji ile gurur duymakla birlikte, devletin diğer firmalara da eşit mesafede yaklaşması gerektiğini söylüyoruz.
Bu durumda iktidar bu işin sadece bir firmayla sınırlı kalmasını istediği için mi rahatsız olmaktadır? Olayı siyaset düzlemine çekip, iktidar savunuculuğu yapma zorunluluğu hisseden ve özel bir şirket olan Baykar’ın yetkilisi, destek alarak kurulup büyüyebilecek diğer muhtemel firmalarla rekabet etmekten mi çekinmektedir? Bu iki sorunun cevabı da kamuoyunun vicdanına bırakılmıştır.
Kurulduğu ilk günden bugüne, kimsenin dile getirmeye cesaret edemediği gerçekleri dile getirebilen tek parti DEVA Partisi’dir. Oy kaygısı güderek, aman bu konuyu dile getirmeyelim yoksa oy kaybedebiliriz diye düşünmek, haksızlık karşısında susmak biz DEVA Partililere yakışmaz.
İlkesel duruşumuzdan taviz vermeyerek, oy kaygısı için eğilip bükülmeyerek doğru bildiklerimizi dile getirmeye devam edeceğiz. Bunun birilerini rahatsız edeceğini biliyoruz fakat açıklamasını yapamayacağımız hiçbir söylemimiz yok. Açıklamamı, partimiz kurulduğundan beri içinden geçtiğimiz süreçleri çok güzel özetleyen bir söz ile bitirmek istiyorum: “Önce seni görmezden gelirler, sonra seninle alay ederler, sonra seninle savaşırlar ve sonra SEN KAZANIRSIN.” Şuan bize karşı kara propaganda yolu ile bir savaş yürütüldüğüne birlikte şahitlik ediyor ve sonunda kazanacağımızı biliyoruz.
Doğru bildiklerimizi söylemekten geri durmayacağız. Kamuoyuna saygıyla duyrulur.