CHP Trabzon il başkanlığında yapılan basın toplantısında CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya, İl Başkanı Ömer Hacısalihoğlu, Ortahisar İlçe Başkanı Fatih Suat Oyman katıldılar.
CHP Trabzon İl Başkanı Ömer Hacısalihoğlu, “Toplantıya başlamadan önce deprem nedeniyle ölen vatandaşımıza Allahtan rahmet yaralılara da şifa diliyorum. Sözü Grup başkan vekilimize bırakıyorum” dedi.
CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya, “Bu anlamlı günde sizlerle olmaktan mutluluk duyuyorum. Türkiye’nin en çalışkan siyasetçilerinden birini Trabzon’da ağırlıyoruz. Şuanda mecliste bütçe görüşmesi yapılıyor. Trabzon’un 4 bakanı var. Bu büyük şans deniyor. Biz de bununla gurur duymak istiyoruz. Fakat bu şehrin milletvekilleri olarak bakanlara teşekkür etmek isterdim. Fakat Bu şehrin bakanları milletvekilli arkadaşlarımıza ağıza alınmayacak sözler söylediler. Bu şehrin Milletvekili olarak bu şehrin bakanlarından utandım” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel yaptığı konuşmada “Bugün geldiğimiz noktada CHP olarak alışkanlığımız olarak ilk adımı baba evine atarız. Baba evinden çağrımızı yapalım. Herkes bilir ki bir gün ihtiyaç duyarsam, başım sıkışırsa gideceğim bir baba evim var. Bugün gelinen noktada bütün Trabzon’a bütün Türkiye’ye şunu söylüyorum. Fındık, çay üreticisinin Trabzonlu’nun Karadenizli’nin bugün yaşananlardan sonra, geçmişte hangi partiye oy verirse versin bir sıcak çorbaya ihtiyacı varsa Cumhuriyet Halk partisi buradadır.
Burada Ahmet oturuyor milletvekili kardeşim. Çok çalışkan ben ve grubum ondan razıyız. Bana her gün bir söz vermemi istiyor. Ne diyorum Trabzon’un bir sorununu söylüyor. Trabzon’un sorunlarıyla ilgilendiği kadar ilgilenen dile getirilen il yok. Bunu da belirtmek isterim.
Bugün yanı başımda da Haluk Pekşen oturursun isterdim. Onu anmadan geçmek istemedim.
Dün meclisteki grup toplantısından sonra genel başkanımızın yanına girdim. Trabzon seyahatimizden haberdar ettim. İl başkanımız nezdinde Trabzonlu bütün hemşerilerimize sevgilerini saygılarını iletti.
Ekrem İmamoğlu’na memleketine gidiyorum demiştim. Bugün gün doğarken telefonunu aldım. Ekrem İmamoğlu buradan selamlıyoruz.
Geçtiğimiz hafta İstiklal Ccaddesinde patlama oldu. Bu patlama sonunda birlik olmak gerekiyordu.
Bunların tekrar yaşanmaması için bir şeyler söylemek gerekiyor. Bir şeyler olur ama siyaset yapmayın der birileri. Siyaset bunlar yaşanmasın diye yapılır.
Amerika ve Rusya ile anlaşmalar imzalandı. İstiklal Caddesi’ndeki patlamanın kökeni oradan geldi. Türkiye’ye düşlen füzelerde Rusya’nın devriye attığı bölgeden geldi. Devriye atarken bunları görmediniz mi diye sormadınız mı? Eylemi gerçekleştiren teröristler bu bölgeden geldi.
Süleyman Soylu patlama sonrasında ABD’nin taziyesini kabul etmiyorum diyor, 2 gün sonra Cumhurbaşkanı teşekkür ediyor. Süleyman Soylu sırf gündeme gelmek için açıklama yapıyor.
F35 alamadık şimdi F16 istiyoruz. F35- F16’lardan daha üstün. Yunanistan F35 alacak, NATO ülkeleri F35 kullanacak sen 30 sene öncesinin teknolojisi F16’ları kullanacaksın. Bu rezaletlere 6 ay diş sıkacak bu millet. 6 ay sonra bu sıkıntılar ortadan kalkacak.
Süleyman Soylu atanmış bakan. Süleyman Soylu geçtiğimiz günlerde meclise geldi ve 5 dk. sonra kendisini eleştiren milletvekiline şerefsiz dedi. Arkadaşlar ne yapalım bunu dediler. Genel başkanımız “Süleyman Soylu’nun seviyesine inemezsiniz” dedi. Biz Süleyman Soylu’nun söylediklerine değil de konuşup ispatlayamadıklarına bakalım.
Trabzon bizim için öneli. Çay ve fındıktaki yeri çok önemli. Hem ihmal edilmiş sahipsiz bırakılmış bir yer. Trabzon’un 4 tane bakanı var. Sorunlarını dinleyeyim edim. Sabah 9 dan 11 e kadar yarısını anlatamadılar. Bu kadar sorunları üst üste bırakılmış unutulmuş bir yer olmaz. Bu 4 bakandan beklentiler koca dağın fare doğurduğu bir partinin eliyle oyalandığı alaya alındığı bir kent burası. 4 bakanı olacak bu kent, bu halde olacak. Bu kabul edilir gibi değil. Bu bakanların Trabzon’a borcu yok. Cumhurbaşkanının kalemiyle geliyorlar. Trabzon’un sorunlarına değil Cumhurbaşkanının ağzına bakıyorlar.
ŞEHİR HASTANELERİ
CHP olarak Şehir hastanelerinin finans yönetime karşıyız. Yap işlet torunlarına borç bırak anlayışı ile yapıyorlar. Hasta garantisi yok diyorlar ama tahlil, röntgen, gibi garantiler var. Bu yöntemle yapılan hastanelerde yapılan hastaneye devlet finansmanı sağlar bitirir.
Deniz dolgusu alan, fore kazık çak çak bitmiyor. İnşaat şirketi fore kazıklarla parayı bitirmiş. İnşaat durdu.
Gelecek dönemle ilgili bir şey var ki Trabzon’un ihtiyacını karşılayamayan sağlık alt yapısı var. Bir şehrin o kadar destek verdiği ama bu kadar sahipsiz kala bir şehir. Trabzon tarafından şımartılmış bir iktidar.
TRABZON HAVALİMANI
Trabzon’un havalimanı meselesi. İhtiyaç var mı? Bu kadar ihtiyaç olan başka konu yok. Pistin uzaması lazım, havalimanının uluslararası hizmet kalitesine çekmek lazım.
Çözüm önerileri yine tartışma üzerine. Trabzonspor tesislerini yıkacaklarmış. Bu duruma Trabzonspor camiası razıysa biz de razıyız.
Trabzonspor dünya markası. Trabzon’da Trabzon’un takımı evlatları kadar önemli. Bu takımın gönlü yapılmadan bu iş olmaz. İki yumurtayı bir birine kırdırarak olmaz. Havalimanı yapacağız da Trabzonspor izin vermiyor diyorlar. Trabzon’un ve Trabzonspor gönlünü yapamıyorsanız bırakın 6 ay sonra biz yaparız.
ÖNCELİĞİMİZ ÇEVRE YOLU VE DEMİRYOLU
Daha fazla Çok konular var.
Biz 6 ay sonra iktidara geldiğimizde ilk işimiz güney çevre yolunu yapmak. Diğeri de demir yolunu limana indirmek. Trabzon demir yolunu Trabzon sanayicilerinin istediği şekilde yapacağız. Bu CHP’nin ilk öncelikleri arasında yer alıyor.
ATİLLA ATAMAN’A CEVAP
Trabzon Gümüşhane arasında bir karar var. Cumhurbaşkanı kararnamesi var. Anayasa mahkemesine giden Muhterem ince bir çalışma var. Bazı illerde bazı köyle başka illere bağlanabilir. Coğrafi olarak bu burada şu şurada dersin.
Ama burada tuhaf çizgilerle köylerin merkezleri bir yerde meraları ve kullanım alanları farlı olan bir çizgi çizmişler. Köylüler biz bu işe razı değiliz diyor. Kendilerinin ifadeleri şu.
Meclise gittik bizi almadılar. Özgür Özel bizi ağırladı. Açıklamalar yapılınca arıyorlar bize de gelseydiniz diye, geldik diyorlar. AK Partili milletvekillerine ulaşamayan cumhurbaşkanına kadar mektup yazdılar.
Meclise geldiler AK Parti kimliklerini masaya bıraktılar. Dertlerini anlattılar.
Biz köyüz diyorlar. Büyükşehir’e geçmek istemiyoruz diyor. Ben mahalle olmak istemiyoruz diyor. O şartlarda istemiyoruz diyorlar.
Ben gidin 15 gün AK Parti’ye gidin dedim. AK Parti genel başkan yardımcısına telefon açtım.
Todex vurguncusu Faruk Fatih Özer, bu memleketteki kripto parayla uğraşan gençlerin paralarını vurdu kaçtı. Onunla fotoğrafın var. Onunla nasıl bir ilişkin var? Onun Türkiye’ye iadesinde 1 ay içinde oluyordu da bugüne kadar gecikmesinde nasıl bir etkin var? İş işten geçtikten sonra, tam da af meselesi gündemdeyken paraları oraya buraya dağıtmış, bir başına gelip te yarın aftan yararlanıp çıkması beklenen bu Faruk Fatih Özer ile ilişkin nedir senin? Bu kadar insanın parası alındı, kaçırıldı.
Sezgin Baran Korkmaz ağzıyla itiraf etti. Devletin en tepesinden en aşağısına organize olduk, gereğini yaptık dedi. Organize oldukları şey şu: Yurt dışına çıkış kararını, malların üzerindeki tedbiri kaldırdılar, çağırmış İçişleri Bakanlığı’nda konuşmuş. Kaç kardeşim demiş. Ertesi gün kaçmış. Sonra gözaltı kararı yeniden alınmış. Nasıl bir ilişkin var bu Sezgin Baran Korkmaz’la?
Boğaziçi protestolarında Trabzonlu, Erzurumlu, Konyalı, 81 vilayetten 500’ün üzerinde öğrenciye terör örgütüyle irtibatta dedin. Tüm mahkemeleri takip ettim. İkisini tutukladılar, bir ay sonra serbest kaldılar. Bir tane ceza alan yok. Çocukların hepsi beraat etti. O terörist dediğin Boğaziçi’li öğrencilerin ailelerinden neden özür dilemedin?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 526 tane terör örgütü mensubunun dökümünü veriyordun. Bir sene oldu, nerede? Görevi ihmal değil mi? Bir kişi buldular gidip aldılar ki izinliymiş evine gitmediler. 10 gün bekleyip İBB’ye gelince aldılar. O bir kişi de İBB’den önce AK Partili belediyede çalışmış. İŞKUR tarafından yollanan toplum yararına çalışma elemanı. AK Partili belediyede çalışmış terörist dediğin kişi.
OHAL KHK’larıyla ihraç edilen, mahkemede kovuşturmaya gerek yoktur denilen, mahkemede yargılanıp suçsuz bulunan, göreve iade edilmesi gereken personel, fiilen ve kasten senin kararınla göreve iade edilmiyor. Kul hakkı değil mi kardeşim? Trabzonlular buna razı mı?
Son 4 yılda kaç tane göçmen vatandaş yapıldı? İstanbul başta olmak üzere Göç İdaresi Müdürlüklerine çağırılıp kaç tane yapıldı, MYK’larda bunlardan şu kadar var diye konuşuyorsun. Marifetmiş gibi.
Nasıl oluyor da her suç işleyen ile bir fotoğrafın çıkıyor? Kamuoyuna malolmuş bir suçluyla fotoğrafın olmasın, dişimizi kıralım. Bu nasıl bir ilişki?
Silivri ilçe Emniyet Müdürü, seninle telefonla, gözaltına aldıkları birilerini serbest bırakılması baskına karşı sabaha kadar telefonda direnip sabaha karşı intihar etti. Ailesinin, yakınlarının, arkadaşlarının iddiaları ortada. Bu konuda çıkıp bir kelime açıklama niye yapmıyorsun?
Aynı gece telefonun bir hattında 15 Temmuz’un İstanbul Emniyet Müdürü var. Şimdi Emniyet Genel Müdür Yardımcısı. Terfiyen kızak görevde.
Mustafa Çalışkan’ın seninle ilgili, senin suç örgütlerine operasyonları neden bize haber vermiyorsunuz demesine karşı Mustafa Çalışkan’ın sana haber verdiği taktirde operasyonların başarıya ulaşamadığı şeklinde geçmişte sözleri vardı. Bir tane yalanlama okumadık. Sen de çıkıp bir şey diyemiyorsun.
Mevcut İstanbul Emniyet Müdürü, geçen gün kamuoyuna mâl oldu. Diyorsun ki Sarallara operasyondan benim niye haberim yok? Yüzüne diyor ki senin “ne zaman size haber versek bir sızıntı oluyor, başarısız oluyoruz.” Buz kesiyor ortalık. Doğru mu değil mi Süleyman Soylu?
Bir suç örgütü liderine çakarlı araba ve koruma verilmesiyle alakalı tartışmalarda şimdiki AK Parti milletvekili, dönemin İstanbul Valisi Selami Altınok’un ifşa ettiği, Mustafa Çalışkan’ın ifşa ettiği o belgeyi ve altındaki imzaları ifşa ettiğin, basına servis ettiğin ve AK Parti içinde bunun ciddi rahatsızlık yarattığını on kere söyledik. Çıkıp yalanlayabildin mi? Mustafa Altınok sana hakkını helal ediyor mu?
Her tartışmada göreve geldiği süre öncesi uyuşturucu çetelerinin cirit attığını, mafyanın olduğunu, önceki bakanların terörle mücadelede yetersiz olduğunu, Allah muhafaza kendi oğluna tembih ettiğini, öncekiler gibi para kasası olmaması gerektiğini söylüyorsun. Trabzon AK Parti’ye önemli güç veren bir yer. Muammer Güler’dir bu suçladığı kişi. Selami Altunok’tur. Bu Süleyman Soylu kimin nesidir? Dün Recep Tayyip Erdoğan’a küfredip, bugün Tayyip Beyi yanına çekip bize küfrettirdiği bu beyefendinin cinsi, cibilliyeti budur. Kendi partisinin bakanlarını suçluyor. Sizin oy verdiğiniz insanları suçluyor. Kendisine söylenince de “Devlete laf söylemeyin, Emniyet’e söylemiş olursunuz, orduya söylemiş olursunuz” diyor. Biz onu eleştiriyoruz, o bunu söylüyor. Bu bakanlar bu devletin bakanları değil miydi? Süleyman Soylu bakana laf söyleyince devlete söylenmiş oluyor da, polise söylenmiş oluyor da, bu eski bakanlara Süleyman Soylu söyleyince devlete söylenmiş olmuyor mu?
Bunların hepsini Trabzon’un ve geçmişte bu partiye oy vermiş vatandaşlarımızın vicdanına emanet ediyoruz.
Bu 13 kritik soruyu – teker teker – Genel Başkanımızın hatırlatmasıyla kendi memleketi Trabzon’da dile getirdik. Hemşerilerine emanet ediyoruz bu soruları. Birini cevaplasın.
Binanın dışında pankartta “Sınır Namustur” yazıyor. Trabzon’un bütün ilçe binalarında var. Bir sene önce astık. Neden? Sınırlar kevgir olmuş, ülkeye giren teröristin, mafyanın, kaçakçının, uyuşturucu tüccarının haddi hesabı yok. Bunu söyleyince Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Twitter hesabından cevap geliyor. Size bir şey söyleyen yok beyler. Ne size ne de orduya. Bu ülkeyi basiretsiz yöneten, başımıza 4.2 milyon Suriyeli sığınmacıyı getirenlere söylüyoruz. İran sınırını kevgir edip, Türkiye’ye kameralar önünde geçen Afganları buraya getirenlere söylüyoruz. 4’ü Suriyeli 6 milyon sığınmacı, Trabzon’un yoksulunun yiyemediğini yiyor. Trabzon’un işsizinin giremediği işte çalışıyor. Trabzon’un, İstanbul’un, Mersin’in işçisinin emeğini ucuzlatıyor. Yarı fiyatına çalışıyor. Sigortasız çalışıyor. Önünüze çıkan ilk eczaneye sorun. Suriyelilerin çocuğunun bebek bezi dahi ödeniyor. Bebek bezine kadar devlet veriyor. Türkiye’de yoksula bebek bezi veren yok. Amcalar, teyzeler reçetesine yazılı ilacın muayene ücretini ayrı ödüyor. Suriyelilere öyle bir şey yok. Katılım payını ayrı ödüyor, Suriyelilere yok. Ödenmeyen ilacı cebinden ödüyor, Suriyelilere öyle bir şey yok. Ayrıca da maaşından reçete kesintisi yapılıyor. Yalan mı?
Biz sığınmacı düşmanı değiliz. Sığınmacı yaratan politika ve politikacıya karşıyız.