AŞK FARKINDALIĞI
Aşk herkes için önlem bir enerjidir. Aşk enerjisi insanı yaratıcı yapar. Dayanılmayacak en zor anlara aşkın gücü ile dayana bilinir. Aşk enerji bütün dünyayı yerinden oynatacak etkiye sahiptir. Aşk insana bütün mucizelerini ve sürprizlerini yaşatır. Ve önce sevdiğinle sonrada onun aracılığı ile tüm evrenle bütünleştirsin.
Dünya Değişim Akademisi’ndeki Değişim Uzmanları aşk ile ilgili muhteşem ip uçları veriyor. Bunları sizle paylaşmak istiyorum.
“Eğer bir kez âşık olduysan, bin kez şükret. Seninle aşkı paylaşan insana minnettar ol. Bu şükran ve minnettarlık duygusu aşk farkındalığının gelişmesine ve aşkın büyümesine neden olacak. Aşk iki düzeyde tezahür eder: Egosal ve evrensel. Egosal aşk içgüdüseldir ve sıradandır. Bu tür aşka biyolojik aşk da denilebilir. Egosal aşk her zaman yetersiz kalacaktır. Bu tür aşk egonun bir uzantısıdır ve kısa süre içinde ego savaşına dönüşecektir. Aşıklar birbirlerine hükmetmeye çalışacak ve bir güç oyunu ortaya çıkacak. Aşk oyunu bir güç oyununa dönüşecek. Bu durumda aşk farkındalığı kaybolacak. Bireyler birbirlerine âşık olduklarının farkında olmayacak ve aşk unutulacak. Bir süre sonra aşıklar neden bir arada olduklarını bile hatırlayamayacak ve aşk tükenecek. Aşk rutinleşmiş sıkıcı bir ilişkiye dönüşecek ve ölecek. Evrensel aşk ise kendi içinde yeterlidir ve saftır. Evrensel aşk sayesinde birey, âşık olduğu insanın varlığının içinde nedensizce haz alır. Farkındalık evrensel aşkın gölgesidir. Evrensel düzeyde âşık olunca aşk farkındalığı kendiliğinden ortaya çıkacak. Farkındalık bir gölge gibi bu saf evrensel aşkı takip edecek. Ya farkındalık aşkı takip eder ya da aşk farkındalığı takip eder. Üçüncü bir alternatif yoktur. Özverili, masumca ve saf bir şekilde âşık olunca farkındalık kendiliğinden ortaya çıkar. Farkındalığı geliştirmek için ekstra bir çabaya gerek kalmaz. Bu yol güllerle kaplı ve haz doludur. Bu yolu takip et – farkında olacaksın. Fakat âşık olamayan insanlar var. Onların önce farkındalığı geliştirmeleri gerekir. Bu yol daha zordur. Bazı insanların kalpleri çevrenin etkisiyle taş gibi olmuş. Onların âşık olma kapasiteleri dondurulmuş. Bu buzları eritmek için farkındalık ateşine ihtiyaç var. Bu dünya aşk ve farkındalık değil, nefret ve öfke tarafından yönetiliyor. Dünyevi başarıya ulaşmak için aşk değil, nefret kullanılıyor. En çok seven değil, en çok nefret eden başarılı oluyor. Dünyevi hırslar enerjiyi kalbe değil, kafaya yönlendirir. Kafa güçlenince kalp güçsüzleşir; birey kurnaz ve nefret dolu olur. Bu dünyada sevgi dolu olanlar ezilen, nefret dolu olanlar ise ezen olur. Kalp ihmal edilince birey kalpsiz bir zalim haline gelir. Toplumun baskısı yüzünden günümüzün insanı kalp ile değil, kafa ile yönlendirilir. Birey içinden geleni değil, dışından geleni yapmak zorundadır. Oysa aşk içsel bir olgudur, birey dışsal olgulara bağlanınca aşkı kaybeder. İnsanlar aşık olmak için kalbi değil, kafayı kullanmaya çalışır ve o zaman aşk yapay hale gelir. Aslında insanlar gerçekten aşık olmuyor, sadece aşık olduklarını düşünüyor ve aşık olduklarına inanıyor. Fakat gerçek aşkın ne düşünce ne de inançla ilgisi var. Gerçek aşk kafadan değil, kalpten gelir. Aşk gelince neden ve nereden geldiğine dair mantıklı bir açıklama olamaz. O yüzden eğer çevren aşkının mantıksız olduğunu söylüyorsa bil ki gerçekten âşık oldun, o aşkı mantık yürütmeden yaşa. Fakat kalbin sesi çok derinlerden geldiği ve kafa ise bas bas bağırdığı için duyulmaz. Kalp sana aşk şarkısını fısıldar kafa ise nefret nağmesini bağırır. İşte aşk şarkısını duyabilmen için farkındalık sessizliğine ihtiyacın var. Aksi halde kalbin sesi gitgide zayıflar ve sonunda kalp aşk şarkısını söylemekten vazgeçip sessiz kalır. İşte o zaman birey kalpsiz ve aşksız hale gelir. Ve bu halin tek tedavisi kalbin sessizliğine dalıp farkındalığı geliştirmektir. Kafanın kalabalığa, kalbinse yalnızlığa ihtiyacı var. Birey aşkı yaşamak için kalabalık değil, yalnızlık arar. İşte yalnızlık aşk farkındalığını geliştirmek için önkoşuldur. Yalnızlığın sessizliğinde sen kalbindeki aşk şarkısının farkına varmaya başlarsın ve âşık olursun. Eğer toplumda aşk dolu kalp ön plana çıkarsa öfke, nefret ve savaşlar ortadan kalkar. Kafa yıkım kalp ise yapım için çalışır. Aşk dolu bir kalp yıkıcı eylemleri desteklemez. Çünkü kafa ölümün kalp ise yaşamın hizmetindedir. Aşk yaşamın ta kendisidir. Aşk dolu kalp yaşam için atar ve yaşatır. Kalp hayatı aşk titreşimleriyle doldurup taşırır. Yeter ki sen kalbini dinle, aşk şarkısını duyacaksın. Bu çağrıya kulak ver, yaşamın değişecek.”
Herkesin gerçek aşkı yaşaması dileğiyle…