YİNE KANDIRILIYORUZ.!!
Paris İklim anlaşması ile..
Paris İklim anlaşması ve arkasında yatan sinsi planlar..
Küresel sermaye yine çikolataya sarılı zehri ülkemize yedirdiler Sessiz Sedasız…
“Türkiye’ninde imzaladığı Paris İklim Anlaşmasının zararlarını öngördüğümüzü ve yetkilileri hükümeti uyarma vazifesini insanlık adına kendimize bir borç biliyoruz. Birleşmiş Milletler iklim Değişikliği Sözleşmesi Kyoto protokolü 2005′ te yürürlüğe girdi. Bu protokolü yüzlerce az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere imzalattılar. Dünyadaki petrol üretiminin yüzde 40’ını yapan Amerika, Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkeler bunu imzalamadı. Madem iklim değişikliğini engellemek istiyoruz, küresel ısınmayı engellemek istiyoruz, bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi petrol tüketimi ise, bu petrol tüketimini en çok yapan ülkelerin önce bunu imzalaması gerekmez mi? Bunlar imzalamıyorlar, petrol tüketimini az kullanan, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler imzalıyor. Bu nedenle bu Kyoto ile paralel olan Paris İklim anlaşmasının da son derece dikkatli bir şekilde incelenmesi ve temkinli yaklaşılması gerektiğini ifade ediyoruz. Bu anlaşmanın imzalanması halinde emperyalist ülkeler, Batılı gelişmiş ülkeler ‘Karbon salımınız fazla’ diye bir bahaneyle gelişmekte olan ülkelere ‘fazla karbon salınımı cezası kesme’ hakkına sahip oluyorlar. Ekim ayında mecliste imzalanan anlaşmanın mutlaka kamuoyunun bilgisine sunulmasını, uzmanların ve bilim adamlarının incelemesiyle bu anlaşma imzalanmalı veya imzalanmamalıdır” diye bilgilendirilmesi gerekirdi.
“Anlaşmayı dünyaya dayatanlarla, İstanbul Sözleşmesi ile sinsi bir şekilde aile kurumunu yıkmak için uğraşan mihrakların arka planda aynı mihraklar olduğunu” düşünüyorum.
Bu mihrakların, küresel ısınmayı engellemek, atmosferi, havayı, suyu ve toprağı korumak gibi bir takım süslü cümlelerin altına asıl planlarını gizlediklerini iddia ediyorum.
Paris İklim Anlaşması’nda, küresel ısınmanın önlenmesi için büyükbaş hayvanların itlaf edilmesi, bunun yerine yapay et üretimine geçilmesi gerektiğinin açık şekilde dile getirildiğinde şahit olmaya başladık.
“Çiftlik hayvanlarının itlaf edilmesi halinde geçimini büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkla sağlayan dünya genelinde 1.5 milyara yakın insanın işsiz kalacağını çok iyi biliyorlar. Hayatını süt hayvancılığı ile idame ettiren dünya genelindeki 100 milyona yakın kadının da işsiz ve aç kalacağını çok iyi biliyorlar. Ancak bütün bu hedefler aslında küresel güçlerin, imtiyazlı azınlığın işine geldiği için bunların olmasından memnun oluyorlar. Yine büyükbaş hayvanların yok edilmesi küresel gıda, protein temini ve beslenmede çok büyük sıkıntılara yol açacak, milyarlarca insanı aç kalma tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak. Bu da zaten imtiyazlı zümrenin çok memnun olacağı bir sonuçtur. Fakat bu gerçekleri maksatlı olarak insanlardan gizliyorlar. Sözleşme incelendiğinde asıl gayenin, tüm ülkelerin tarımına, hayvancılığına, gıda üretimine, su kaynaklarına, sanayisine küresel güçler tarafından doğrudan müdahale edilebilmesi amacını taşıdığı görülmektedir”
Bu vesile yetkilileri bu konularda hassas davranmaya ve küresel planlara alet olmamaya davet ediyorum.