-Karadeniz ve İstanbul İhracatçı Birlikleri üretime her aşamada destek veriyorlar
-Kaliteli fidan üretimi ve zararlılarla mücadele için laboratuvarlar kuruldu
-Verim ve kaliteyi arttırma projelerine, fidan desteği ile katkı sürüyor
Dünya fındık üretiminin büyük kısmını elinde bulunduran ülkemizden yapılan dış satımı arttırmak amacıyla ihracatçılar tarafından kurulmuş olan Karadeniz ile İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri, “öncelik üretime” sloganı ile verim ve kalitenin yükselmesi için yapılan çalışmalara büyük destek veriyorlar.
İlk yıllarda önceliği fındık hastalık ve zararlıları yapılan mücadeleye veren ihracatçı birlikleri, daha sonra yaşlanan bahçelerin yenilenmesi ile örnek fındık alanları oluşturulması için gösterilen çabalara katkı sağlamaya başladılar.
Türk fındığının verim ve kalitesinin arttırarak dünya pazarlarında daha çok alıcı bulması hedeflenerek yapılan katkılar özellikle fındığın birinci üretim yöresi olan Doğu Karadeniz’de yoğunlaştırılarak sektörle ilgili kurum ve kuruluşlarla üreticilerin bahçelerde iyi ve modern tarım uygulamalarına yönelmesi sağlanmaya başlandı.
Bunun için Giresun’daki Fındık Araştırma Enstitüsü bünyesinde Doğu Kültürü Laboratuvarı kurularak, kaliteli fidan temini için en büyük adım atıldı.
Samsun’daki Karadeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü bünyesinde kurulan ve fındıkta büyük oranda zarara sebep olabilen Kahverengi Kokarca ile mücadele için biyolojik laboratuvarın kurulmasına maddi destek sağlandı.
Trabzon Ticaret Borsası’nın 2003’de başlattığı, 2013’de ise Türkiye’de ilk kez olmak üzere uygulamaya koyduğu yaşlı bahçelerin sökülerek, farklı sistemlerle dikilmesi ile oluşturulan örnek bahçeler için üreticilere ücretsiz fidan dağıtımına maddi kaynak aktarıldı.
Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçı Birliği Başkanı Edip Sevinç ile İstanbul Fındık Mamulleri İhracatçı Birliği Başkanı Ali Haydar Gören, fındıktan üretimden tüketimine kadar sektörü bir bütün kabul ederek çalışmalar yaptıklarını bildirerek şöyle dediler:
“Her işin başı üretimdir. Üreticimiz çok ve kaliteli üretir ise hem kendisi hem de ihracatçı, dolayısıyla Türkiye kazanacaktır. Bunun için sahip olduğumuz yaklaşık 740 bin hektarlık alandaki son yıllar ortalaması ile dekarda 100 kilonun altında gerçekleşen üretimi bunun en az iki katına kaliteyi arttırarak yükseltmemiz artık kaçınılmazdır. Aksi takdirde dünyada dikim yapan diğer ülkelere avantaj sağlamış olacağız. Bunun için ihracatçı birlikleri, hatta ihracatçı firmalar olarak üretici bazında, verim ve kaliteyi arttırmak için en fazla desteği veren kuruluşlarız. Her işin başı üretim olduğu gerçeğinden hareketle de en doğrusunu yapıyoruz. Başta üreticilerle direk ilgili kuruluşlar ve devlet olmak üzere bu noktada teşvik edici, bilinçli ve bilgili sürdürülebilir destekler bekliyoruz.”
Başkanlar Sevinç ile Gören, son yıllarda dünya üretiminin hızla arttığına, Türkiye’nin bundaki payının ise önceki yıllara göre azaldığına da dikkat çekerek, “Üretimi arttırmayı bunun için çok önemli stratejik bir hamle olarak görüyoruz. Bizim üretim hamlemizin başarıya ulaşması aynı zamanda rakip olabilecek ülkeleri de olumsuz etkileyecektir” dediler.