Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Çay Komisyonu Üyesi Yavuz Selim Çakıroğlu, 2021 yaş çay sezonunu değerlendirip, sektörün geleceğinin umut verici olmadığını ifade etti.
Çakıroğlu, çayın Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en önemli tarımsal ürünlerinden biri olduğunu hatırlatarak, “Ancak böyle önemli bir ürünle ilgili derli toplu bir çay kanunu bile yok. Yıllardan beri de çıkarılması için sözler sarf ediliyor, toplantılar yapılıyor. Ama bir türlü kanun çıkarılamıyor. Ya da çıkarılmıyor” dedi.
TTB Başkan Yardımcısı Çakıroğlu, konu ile ilgili şunları söyledi:
“2021 Sezonun iyi geçtiğini, beklentilerimizin üzerinde olduğunu söylemek isterdim. Ama ne yazık ki sorunlarla boğuşan ve gelecekte de düzelmeyecek sıkıntıların olduğu apaçık ortada. Bir firma düşünün ki kendi satacağı ürünü rakip firmalara peşkeş çekercesine satıyor. Bu da piyasayı bozuyor. Sonucunda yaş çay fiyatı 3 yıl önce alınan rakamlara iniyor. Böylelikle üretici ile özel sektör karşı karşıya geliyor. Bu uygulama devam ettiği müddetçe gelecek yıl Mayıs ayında da yaş çay yaprağının fiyatı 3 TL olacaktır. Bu işler böyle düzelmez. Gelecek yıl da bu yıldan farklı olmayacak. Hatta daha da kötü olacak. Stok fazlası 70 bin tonu geçecektir. Acilen ihracat teşviki uygulaması güncellenmeli, iç piyasadan 50 bin ton çay ihraç edilmelidir.”
Çay ekstraktına dikkat
Herkesin elinde ekstrakt bidonu, bir yerlerin peşinde koştuğuna dikkat çeken Yavuz Selim Çakıroğlu çay ekstraktını meşrulaştırma yolunda atılacak adımlara çok dikkat edilmesi gerektiğini ifade ederek şöyle devam etti:
“Soğuk çay da kullanılmak üzere üretim yapılacağı ifadelerinin yanlışlığını maalesef görmüş olduk. Çay sektöründe bidonlar halinde sıvı ekstrakt numunesi dağıtan işletmenin ortaklarından birinin kim olduğu açıkça ortada. Bunu bilenler biliyor. Biz diyoruz ki; ekstrakt kesinlikle üçüncü tasnif çaylardan elde edilsin ve stok oluşumu önlensin. Lisanslı tesislerde üretilsin ki merdiven altı üretimin önüne geçilsin. Çay lifi kesinlikle ekstrakt amaçlı kullanılmasın. Lisanslı tesisler aracılığıyla gübre olarak ya da pelet olarak ekonomiye kazandırılsın. Karbonat ya da gıda boyasının yerine ekstrakt kullanılması daha doğru bir tercih olsa da çay tarımında kalite tarladan başlamadıkça kalıcı bir çözüme ulaşamayız. Stoklar şişer, üretici gibi tüketici de, küçük sanayici de mağdur olur.”
Bu işin tarımsal olduğu gibi ekonomik, pazarda ortaya çıkan, kalite, işleme teknikleri ve damak tadı ile ilgili gerçeklerin de olduğuna dikkat çeken Çakıroğlu bütün sorunlara çare olacak bir çay kanununun çiftçinin daha çok çalışması ilkesi üzerine kurulması gerektiğinin de altını çizdi.