İzmir Narlıdere ve Kocaeli Darıca metro hattının km başına maliyet örneklerini veren Türkoğlu, “Bursa’daki metroya km başına en az 12.500 milyon dolar arasında fazladan para ödenecek. Bu da 6.1 km için 600 milyon TL fazla ödeme demek. Eğer bütün amaç iktidar yanlısı şirketleri ihya etmekse, haram zıkkım olsun” dedi.
Hastane hattının fahiş maliyetiyle, her biri 750 yataklı 2 büyük hastane yapılabileceğine de vurgu yapan Türkoğlu, “Bunun da akılla, mantıkla izahı mümkün değil. Önce 600 milyon dedikleri maliyet, iptal edilen ilk ihalede 1.600 milyara, aynı usulsüzlükle yapılan ikinci ihalede 1.952 milyar TL’ye çıkıyor. Kime ya da kimlere ikram ediliyor bu ihale?” şeklinde konuştu. Türkoğlu’nun konu ile ilgili açıklaması aynen şöyle:
KAMUNUN HAKKINI SONUNA KADAR SAVUNACAĞIZ…
“Kıymetli Bursalılar,
Değerli Basın Mensupları;
İYİ Parti Bursa Teşkilatları olarak her gün sahadayız, alandayız, meydanlardayız. Yani sizlerle birlikteyiz, siyaseti halkın içinde yapıyoruz ve her daim de böyle olacağız.
İşte bugün burada yine kamunun hakkını savunmak, milletin parasının hesabını sormak için toplandık.
Sevgili Bursalılar, siz geçim sıkıntısı içinde akla karayı seçerken, bakın gene hangi iş nasıl kotarılmaya çalışılıyor.
Emek’ten Bursa Şehir Hastanesi’ne yapılacak metro hattı var ya hani?
İşte o hat için diğer şehirlerdeki emsal örneklere göre, tam 600 milyon TL daha fazla ödeme yapacağı iddia ediliyor, biliyor musunuz?
Yani açıkçası, Bursa şehri aracılığı ile rant devşirildiği ileri sürülüyor.
Bakın, İzmir Narlıdere ve Kocaeli Darıca metro hattının km başına maliyet örnekleri elimizde.
Bunlara göre Bursa’daki metroya km başına en az 12.500 milyon dolar arasında fazladan para ödeneceği anlaşılıyor.
Bu da 6.1 km için 600 milyon TL fazla ödeme anlamına geliyor.
Bu hat için önce 600 milyon dedikleri maliyet, iptal edilen ilk ihalede 1 milyar 600 milyona çıkıyor. Aynı usulsüzlükle yapılan ikinci ihalede ise bu rakam bir anda 1 milyar 952 milyon TL’ye yükseliyor.
Peki kime ikram ediliyor bu ihale?
Melih Gökçek’in ihalelerdeki gözdesi olarak bilinen Söğüt İnşaat şirketi ile Taşyapı İnşaat şirketi ortaklığına veriliyor.
Şimdi biz çıkıp sormayalım mı?
Neden adrese teslim açık ihale yapılıyor, niçin rekabete dayalı kapalı zarf usulü ihale yöntemi tercih edilmiyor diye?
Hukukla ve milletle resmen alay edip meydan okumaya daha ne kadar devam edeceksiniz?
Geçen gün Sn. Cumhurbaşkanı 650 TL’lik öğrenci burslarını eleştirenler için ne demişti hatırladınız mı? Gözünüze dilinize dursun demişti!
Öyle mi?
O zaman biz de diyoruz ki;
Bu ihaledeyle milletin parası eğer yandaş şirkete altın tepside sunulacaksa, haram zıkkım olsun!..
Değerli Dostlar;
Gelin şöyle bir kıyaslama yapalım:
Halen inşa halindeki 750 yataklı Ali Osman Sönmez Hastanesi’nin maliyeti 929 Milyon TL.
Bu paranın 450 milyon TL’si ilk ihale bedeli, 75 milyonu Sönmez Ailesinin katkısı, 404 milyonu da tamamlama ihalesi bedeli.
Düşünebiliyor musunuz, yapılacak olan Metro hattı, bunun gibi tam 2 hastaneye denk geliyor. Böyle bir hesap kitapsızlık olur mu?
Bu ibretlik ihale, bu ülkede rant hırsının ne denli gözü dönmüş hale geldiğini göstermiyor mu?
Bu meydan okumalar; devletten, milletten bu denli kopmuş, haktan hukuktan bu kadar uzaklaşmış bir iktidarın son çırpınışlarıdır. Yönetemiyorlar, ülkemize zarardan da öte büyük hasar veriyorlar ve bu nedenle de mutlaka gidecekler!
AKTAŞ 600 MİLYON DEMİŞTİ!
Emek – Şehir Hastanesi hattının kamuoyunda ilk gündeme geldiğinde, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur AKTAŞ, yaklaşık maliyetin 600 milyon TL olacağını ifade etmişti.
Tek başına bu açıklama bile olayın vahim boyutlarını ortaya koymaya yetip de artıyor.
Daha sonra gerçekleştirilen ihale ile 6,1 km’lik bu hattın anahtar teslim ihalesi bir anda 1,6 milyar TL olarak gerçekleşti.
Sonra ne oldu?
Hukukun dur dediği aynı ihale yıldırım hızıyla ve üstelik aynı yöntemle yapılarak, maliyet 1 milyar 952 milyona çıkarıldı.
Bu ihale ile milletimize tam anlamıyla kör gözüm parmağına denmiştir. Bu durumda bu çelişkili fiyatların bizim tarafımızdan sorgulanması da tabii ki şart oldu.
İZMİR VE KOCAELİ ÖRNEKLERİ!
Nasıl bir rant devşirilmesiyle karşı karşıya bulunduğumuzu anlamak için öncelikle bir kıyaslama yapmak gerekiyor.
Bakın, İzmir’de ihalesi yapılarak imalatı devam eden Narlıdere-F.Altay hattını incelediğimizde toplam 7,2 km ve 7 istasyon olduğunu görüyoruz. Bu hattın komple delme tünel olarak inşa edileceğini biliyoruz. Bursa hattı da aç-kapa tünel olarak imal edilecek.
İzmir hattının delme tünel olması, maliyetleri % 40 arttıran bir unsur olarak değerlendiriliyor. Üstelik Bursa hattına göre 1,1 km daha uzun ve istasyon sayısı acısından değerlendirildiğinde 7 istasyon imalatı ile Bursa’ya göre 3 istasyon da fazlası var. Bu hat toplam 1 Milyar 27 Milyon TL’ye ihale ediliyor.
Sadece bu kıyaslamaya bakıldığında bile ortaya ne kadar fiyat farkı çıktığı, devlet eliyle ne denli bir zenginleşme operasyonuna göz yumulduğu ortaya çıkıyor.
Hadi bir örnek daha verelim. Kocaeli Belediyesi tarafından, 2020 yılında 15,5 km uzunluğunda ve 12 istasyonu bulunan, delme tünel ve aç-kapa yöntemi ile imalatı yapılacak olan Kocaeli-Gebze-Darıca raylı sistem hattının km maliyetinin 21,5 milyon dolar olduğunu ve toplam 2.5 milyara tamamlanacağını biliyoruz.
Sırf buna göre de; Bursa Şehir Hastanesi raylı sistem hattıyla, Kocaeli’deki ihale ile arasındaki fark, km başına 12,5 milyon dolar daha pahalıya geliyor.
Öz Türkçesi de şu:
1 milyar 952 milyon TL bugün itibarı ile 233 milyon 772 bin dolara denk düşüyor. Bu da Bursa’daki projenin km başına maliyetinin yaklaşık 38 milyon doları bulduğu anlamına geliyor.
Ve sadece bu değerlendirmeye göre bile, Bursa Metrosu’nun her bir km’si için diğer şehirlerdeki örneklere göre fazladan en az 12.500 milyon dolar arasında bir rakamın ödeneceği demek oluyor.
Sözün özü; Emek-Şehir Hastanesi metrosu için iktidara yakın şirketlere fazladan milyonlarca TL bedel ödeneceği ciddi biçimde iddia ediliyor.
BURSA ÜZERİNDEN RANT DEVŞİRİLİYOR!..
Sonuç olarak nereden bakılırsa bakılsın, burada bir rant devşirme iddiası var ve buna da adeta kamuoyunun gözüne soka soka sebep olunuyor.
Açık ve net olan şudur ki;
İktidar yanlısı şirketlerin İstanbul ve Ankara’dan nemalanmaları herhalde kesildi ki, geriye kala kala tek umut olarak Bursa kaldı.
O nedenle de bütün rant operasyonlarının Bursa ve Bursalılar üzerinden yapılmak istendiği yüksek sesle iddia edilir oldu.
Millete de, hakka da, hukuka da meydan okuyacak kadar gözlerin dönmesinin de zaten başka türlü bir izahı olamaz.
İktidarın tutulduğu bu rant histerisinden kurtulmanın tek yolu, meydan okunan milletin önüne konulacak ilk sandıktan geçiyor.
Bu da er ya da geç mutlaka olacak. Seçimden de, sandıktan da kaçamazsınız?
Hele hele artık sizden yaka silken bu milletten hiç kaçamazsınız?”