Reklam

Reklam
Reklam
Haberim Hamsi | Trabzon Haber

Sinovac mı BionTech mi Tercih Edilmeli?

Aslında Covid-19 delta varyantı çıkmadan önce Sinovac iki dozda yüksek etkinliğe sahipti. Ancak delta varyantında aynı başarı yakalanamadı.

Aslında Covid-19 delta varyantı çıkmadan önce Sinovac iki dozda yüksek etkinliğe sahipti. Ancak delta varyantında aynı başarı yakalanamadı. Özellikle Endonezya’da çok yaygın Sinovac kullanılması sonrası özellikle sağlıkçıların delta varyantına yakalanması ve son dönemde vaka sayılarının çok artması nedeni ile delta varyantına karşı BionTech’in daha etkili olacağını düşünmemize yol açtı. Savunma sistemi etkilenmiş kanser hastalarında BionTech daha ön planda düşünülmelidir.

Ancak kişisel nedenlerle mRNA aşılarına karşı olanlar elbette 3. Doz Sinovac firmasının aşısını yaptırabilirler. İki doza dayalı rejimin ardından 3. doz Sinovac aşısını, antikor miktarını arttırdığını biliyoruz ancak elimizde BionTech aşısının elde ettiği sonuçlar gibi net bir bilgi yok.

BionTech Bir Gen Tedavisi mi?

Birçok aşı çekincesi olan kişi BionTech ve Moderna gibi mRNA temelli aşıların vücuda verildiğinde genlerimizin değişeceğine, bunun bir gen tedavisi olduğuna inanmaktadır. İlginç olan bu aşılar vücuda aslında virüsün tamamını değil sadece virüsün proteinin mRNA’sını verir. Savunma sistemimiz bu kodu görüp ona göre bağışıklık sağlar ve günün birinde virüsün kendisi ile karşılaşınca yeterli savunma silahlarına sahip olur. Verilen mRNA ‘da kısa süre içinde yok edilir. Ama asla aşıdaki mRNA bizim hücrelerimizin çekirdeklerine girmez ve DNA’mızı değiştiremez. Virüsün sadece bir parçası DNA değiştirebiliyorsa koronavirüsün tamamı vücuda girdiğinde bütün DNA’mızın değişmiş olması gerekirdi.

Aşıların kişilere zarar verdiği hatta kitle ölümüne yol açacağına inanan insanlar haklıysa ortaya şöyle bir garip tablo çıkıyor: BionTech ve Moderna aşısı olanlar Avrupa ve ABD’ de yaşayan insanlar, özellikle Afrika ve Asya bu aşıları kullanamıyor. Bu durumda bu aşılar Avrupa ve ABD halkını yok edip dünyada sadece geri kalmış yani aşıya ulaşamamış insanları hayatta bırakan bir komplo gibi oluyor.

Sizce, ne yediğimiz, nerede olduğumuz, tüm alışkanlıklarımızı toplayıp servis eden ‘’akıllı telefonlar’’ varken genlerimizi değiştirmeye, beynimize çip takmaya uğraşır mı kapitalizm?

Sosyal Medyada Artan Aşı Tedirginliği Kanser Hastalarını Korkutuyor

Covid-19 aşıları hakkında gün geçmiyor ki yeni bir haber çıkmasın. Sosyal medyada her gün aşı sonrası hayatını kaybeden, felç kalan insanlardan bahsediliyor. Üzücü olan doktor kimliği taşıyan bir kişinin ’Aşılardan on binlerce kişi öldü’ demesi ve aşı konusunda çekinceleri olan insanların bunu gerçek zannetmesi oldu ve bu haberler gerek kanser hastalarına gerekse halkta aşı konusunda ciddi korkulara yol açtı. Oysa aşı çekincesi olanlardan gizlenen bir şey var; aşı ile ilgili tüm bu bilgiler European Medicines Agency tarafından yürütülen ‘’Eudra Vigilance Database’’ ve ABD de VAERS kuruluşu tarafından yayınlanıyor. İkisinin de ortak özelliği bir ilaca bağlı tüm ölümlerin listesi yer alıyor. Yani Covid-19 aşısı olduktan sonra hastane çıkışında kişi herhangi bir nedenle hayatına kaybetse bu aşı bağlantılı ölüm olarak bildiriliyor. Yaşlı bir kişi aşıdan sonra kalp krizi geçirse bu istenmeyen olay olarak bu kurumlarca kayda alınıyor. Yani bu iki kurum ölümün ve yan etkinin gerçekten aşıya bağlı olup olmadığını bildirmiyor, sadece aşı olanlarda tüm nedenlere bağlı ölümleri açıklıyor.

4 Aralık 2020’den 2 Ağustos 2021’e kadar Amerika Birleşik Devletleri’nde 346 milyondan fazla doz COVID-19 aşısı uygulandı. Bu süre zarfında VAERS, COVID-19 alan kişiler arasında 6.490 ölüm (%0.0019) raporu aldı. Bu kişiler üzerinde yapılan incelemelerde COVID-19 aşılarıyla nedensel bir bağlantı kurmamıştır. Sadece son raporlar, J&J COVID-19 Aşısı ile ölümlere neden olan nadir ve ciddi bir advers olay olan düşük trombosit ile seyreden pıhtılaşma bozukluğu (TTS) arasında nedensel ilişki olduğunu göstermektedir.

Peki, Aşılar Yararlı mı?

Öncelikle belirtmek gerekir ki iki doz BionTech aşısı hastaneye yatma oranını %96 azaltıyor bu elbette büyük bir oran. Yeni çıkan delta varyantına karşı da %79 etkili. Özellikle kanser hastalarında Covid-19’un daha ciddi seyrettiği düşünülürse aşının önemi daha da ön plana çıkıyor.

Aşılar Kanser Hastaları İçin Risk Taşıyor mu?

Radyoterapi ve kemoterapi uygulanan hastalarda savunma sistemi az da olsa etkilendiği için genel olarak Covid-19 aşılarının tedavi öncesi ya da sonrası yapılmasını öneriyoruz. Meme kanseri nedeni ile ameliyat olmuş kişilerin dikkat etmesi gereken nokta 2. Doz BionTech aşısı sonrası koltukaltı ve boyun bölgesinde %16 oranında lenf düğümlerinde büyüme görülebilir. O nedenle karşı kola aşı uygulaması daha doğru olacaktır. Ayrıca aşı sonrası büyüyen lenf nodları mamografi veya tomografi gibi incelemelerde yanlış metastaz teşhislerine yol açabilir. Bu nedenle acil durumlar hariç kanser hastalarının aşının 2. Dozundan 4-6 hafta sonra görüntüleme tetkikleri yaptırmaları uygun olacaktır. Görüldüğü gibi yan etkiler 2 günde geçen ve hayatı riske etmeyen hafif belirtiler. Özellikle kanser hastalarında yan etkilerin daha farklı seyretmediği biliniyor.

Bu nedenle kanser hastalarının Covid-19’a karşı aşı olmalarını öneriyoruz. Böylece zaten zor bir hastalıkla mücadele ederken Covid-19’a bağlı yoğun bakım ve ölüm riskini çok azaltmak mümkün. Ayrıca Covid geçirenlerde görülen uzun ve kalıcı kalp akciğer ve böbrek hasarlarından kurtulma şansını kaçırmamak için aşı şart.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Günebakış Trabzon Haber