KÖY ENSTİTÜLERİ TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN ONURLU GEÇMİŞİDİR
Atatürk’ün gösterdiği çağdaş hedeflere ulaşmak amacıyla; Köy Enstitülerini kuran İsmet İnönü, Arıkan, Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç’a; bu sisteme emeği geçen bütün yöneticilere, öğretmenlere, eğitmenlere, öğrencilere, kuruluşunun 80.yılında saygıyla.
Atatürk’ün gösterdiği çağdaş hedeflere ulaşmak amacıyla; Köy Enstitülerini kuran İsmet İnönü, Arıkan, Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç’a; bu sisteme emeği geçen bütün yöneticilere, öğretmenlere, eğitmenlere, öğrencilere, kuruluşunun 80.yılında saygıyla.
Cumhuriyet Türkiye’sine özgü devrimci eğitim, uygarlaşma, bilgisizlikten sıyrılma atılımı olan Köy Enstitülerinin kuruluşunun 80. yıldönümü. Köyün aydınlatılması düşüncesi ve çabasının, zaferden hemen sonra, özellikle de Cumhuriyetin ilanından sonra devrimci kadroların üzerinde duyarlıkla eğildiği konulardan biri olduğu bilinir Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940 tarihli ve 3803 sayılı yasa ile ilkokullara öğretmen yetiştirilmesi amacıyla açılan okullara verilen addır.
Köy Enstitüsü projesi bütünüyle Türkiye Cumhuriyeti’ne aittir ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından yönetilmiş bir programdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ardından Anadolu’da okul ve öğretmen eksikliği konusu gündeme geldi. Dönemin cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü önderliğinde Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un çabaları sayesinde köylerde yaşayan ve ilkokul mezunu vasfı taşıyan çocukların Köy Enstitüleri’nde eğitim görüp tekrar yaşadıkları köylere dönerek öğretmenlik yapması amaçlanmıştır.
Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda okuma yazma oranı yüzde 5’i bile geçmiyor ve nüfusun yüzde 80’i köylerde yaşıyordu. Bu sebeple 1940 yılı itibariyle tarıma elverişli köylerde Köy Enstitüleri açıldı. Köy Enstitüleri, tren yollarına yakın ve tarıma elverişli 21 bölgede kuruldu. Köy Enstitüleri’nde eğitim görenler hem örgün eğitim aldı hem de modern tarım teknikleri konusunda bilgiler edindi. Böylece tarımda verimliliğin arttırılması planlandı. Köy Enstitüleri’nin tümünün kendisine ait tarlası, bağı, besi hayvanları, arı kovanları ve atölyeleri vardı. Köy Enstitüleri’nde verilen derslerin yarısı temel örgün eğitim diğer yarısı ise uygulamalı eğitim konularını kapsıyordu. İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarında 1945’te Sovyetler Birliği Türkiye’den Kars, Artvin, Ardahan’ı istedi ve boğazlarda askeri üs talebinde bulundu.
İsmet İnönü bu sebeple ABD’den askeri yardım talebinde bulundu. Destek talebini kabul eden ABD, Truman Doktrini ile yardımlara başladı fakat bunun karşılığında Türkiye’de demokrasi düzeninin tesisi için 5 yıllık kalkınma planı ve Köy Enstitüsü gibi Sovyetler Birliği’ndeki sistemlere benzer uygulamaların kaldırılması talebinde bulundu. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk 17 Nisan tarihinde twitter adresinden “yaparak, yaşayarak güçlüklerle başa çıkmayı öğreten bir eğitim anlayışı sunan Köy Enstitüsü modeli her türlü siyasi tartışmanın dışında, ortaya koyduğu pedagojik yaklaşımla iz bırakmıştır.
Kuruluşunun 80. yılında emeği geçenlere rahmet ve minnetle…” paylaşımıyla Köy Enstitülerinin değerini anma ihtiyacı duymuştur. Gelin görün ki Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Köy Enstitülerinin Kuruluş yıldönümü nedeniyle mesaj yayımlayanlarla ilgili çeşitli eleştiriler getirerek, bu kişileri ezik olmakla suçlamıştır. Daha düne kadar Fethullah Gülen’e geçmiş olsun dilekleri ile selam ve dualarını sunan Ali Yalçın Köy Enstitülerini ve onu kuranları en son ağzına alacak kişidir. Bu insanlarımıza bu zatın yaptığı açıklamalar en hafif deyim ile hadsizliktir. Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. Ellerinde nasır yüzlerinde ışık yarına ümitle yürüyen Köy Enstitülülerin açtığı yoldan devam ederek aklın ve bilimin egemen olduğu; eşit, özgür, tam bağımsız, demokratik Türkiye mücadelesini kesintisiz ve kararlılıkla sürdürecekti. 22.04.2020
Engin NUR
KESK Trabzon Şubeler Platformu Adına
Dönem Sözcüsü