4 Şubat Dünya Kanser Günü
Dünyada 2025 yılında 19 milyon 300 bin yeni kanser vakası olacağı söyleniyor
Kanser, yüzde 5-15 oranında kalıtsal genetik özellikler nedeniyle oluşabilirken, çevresel faktörler ve kişinin yaşam koşulları da kanser oluşumunda etken olduğu belirtildi.
Yapılan araştırmalarda, kanser vakalarının yüzde 56.8 ve kanserden kaynaklı ölümlerin yüzde 64.9 yarısından fazlasının az gelişmiş ülkelerde olduğunu belirlendi.
4 Şubat Dünya Kanser Günü münasebetiyle ilgili açıklamada bulunan Umut ve Yaşam Derneği Başkanı Dr. Nimet Baki, kanserin günümüzde gittikçe önem kazandığını ve ölüm nedenleri arasında 2 sırayı aldığını ifade ederek, “Kanser günümüzde gittikçe önem kazanan ve ölüm nedenleri arasında öncelikli ilk . sıralarda olan bir hastalık. Bu artış hızıyla, dünya nüfusunun artışı ve yaşlanmasına da bağlı olarak 2025 yılında toplam 19,3 milyon yeni kanser vakası olacağı düşünülüyor.
Yapılan çalışmalar, kanser vakalarının (yüzde 56.8) ve kanserden kaynaklı ölümlerin (yüzde 64.9) yarısından fazlasının az gelişmiş ülkelerde olduğu gösteriliyor ediyor” dedi.
Kanserin normal hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalması ve büyümesi ile oluştuğunu ifade eden Baki “Kanser hücreleri normal hücrenin aksine başka hücrelerle temas ettiklerinde dahi büyümeye ve çoğalmaya devam ederek kendi damar ağını oluştur, başka hücrelerin aleyhine beslenmeye devam ederler.
Zaman içinde bulundukları dokulardan farklı dokulara lenf ve kan yolu ile ulaşırlar. Ulaştıkları yerde büyümeye ve çoğalmaya devam ederek kitle etkisi oluştururlar” diye belirti
“Kanser bazen kaçınılmaz olabilir”
Baki erken tanının önemine dikkat çekerek “Tüm önlemlere rağmen kanser bazen kaçınılmaz olabilir. İşte bu noktada erken tehşis büyük önem kazanır. Erken tehşis bireyle sağlık çalışanının elele yapacağı bir şeydir. Kanserde erken tehşis kanseri bulunduğu doku içindeyken yakalanmasıdır. Bu evre de hastalık henüz etrafa bulaşmamıştır.
Bu evre de tanı konulup tedavi edilen hastaların kanserden tamamen kurtulma şansı daha yüksektir. Meme de saptanan sertlik, dışkı alışkanlıklarında değişiklik, kanama, istemsiz kilo kaybı, ısrarlı baş ağrısı, kanlı balgam, kronik öksürük gibi şikayetler bizi kanser açısından araştırılması gereken bulgulardandır. Ama erken tanı ve kanserden korunmanın en önemli yolu taramadır” şeklinde konuştu.
Kanserden korunmak için tavsiyesinde bulunan Baki, kısa zamanda yüksek ateşte pişirme yöntemlerinden uzak durulması gerektiğine işaret ederek şunları söyledi:
“Sigara, savaşılması gereken kanser nedenlerinin başında gelmektedir. Kanserden ölümlerin yüzde 30′ undan, akciğer kanseri vakalarının yaklaşık yüzde 90’ından sigara sebebidir
Ayrıca sigara; ağız, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, pankreas, mide, böbrek, idrar kesesi kanserlerine de yol açmaktadır. Alkol ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, kalın bağırsak, pankreas ve meme kanserine neden olabilmektedir.
Özellikle sigara ile beraber alkol kullanmak bu kanserlerin riskini daha fazla artırmaktadır.
Güneş ışığına yani ultraviyole B ışınlarına uzun süre maruz kalmak da deri kanserine yol açabilmektedir.
Bununla beraber, uzun süre solaryuma girmek de kanser riskini artırabilmektedir. Yaz aylarında 10.00-16.00 saatleri arasında doğrudan güneş ışığına maruziyetten uzak durulmalı ve koruyucu kremler kullanılmalıdır.
Güvenli bir cinsel yaşam ve aşılanma gibi korunma yöntemleri ile HPV, HBV ve HİV gibi kronik enfeksiyonlardan ve neden oldukları kanserlerden korunulabilir.
Sağlıklı beslenmek kanserden korunmada en önemli noktalardan birisidir. Kanser riskini artıran gıdalardan uzak durmak, kısa zamanda yüksek ateşte ve ateşe yakın pişirme gibi yöntemlerden kaçınmak önemlidir.
Fast-food tarzı hazır yiyeceklerle beslenme, hazır ve işlenmiş gıdalardan kaçınma, sebze ve meyveden zengin Akdeniz usulü beslenme herkesin yapabileceği basit korunma örneklerinden birisidir. Kanseri önleyici besin öğeleri olan mevsimsel taze meyve ve sebze içeren gıdalar tüketilmeli, günde en az 2-2.5 litre su içilmelidir.
Fazla miktarda sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünlerinden uzak durulmalıdır. Günde 2-3 gramdan fazla tuz tüketmemek gerekir. Fazla kırmızı et tüketimi, kalın bağırsak kanseri riskini artırdığı için haftada en fazla yarım kilo kırmızı et tüketilmeli, bunun yerine; balık, tavuk, hindi gibi beyaz etler tercih edilmelidir.
Şeker ve yağ tüketimine de dikkat edilmelidir. Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve yenilmelidir. İşlenmiş tahıl ürünleri yerine tam buğday, tam çavdar, tam yulaf tercih edilmelidir. Ayrıca besinlerin saklama koşullarına da gerekli özenin gösterilmesi gerekmektedir. Plastik kaplar yerine cam kaplar, nemli sıcak ortamlar yerine serin kuru ortamlar tercih edilmelidir.Düzenli olarak günlük en az 30 dakika egzersiz yapanlarda; meme, kalın bağırsak, rahim ve prostat kanseri daha az görülmektedir. Aşırı kilolar başta meme kanseri olmak üzere; kalın bağırsak, rahim, yemek borusu, böbrek, pankreas, prostat ve yumurtalık kanseri ile çok yakın ilişkilidir. Kilo vermek ile kanser riski belirgin olarak azalmaktadır.”