GENÇ SAADET DOĞU TÜRKİSTAN’A DİKKAT CEKMEK İÇİN TOPLANDI
Bugün burada Filistin kadar mühim, Suriye kadar değerli ve Yemen kadar kıymetli bir yerden ve kardeşlerimizin çekmiş olduğu ızdıraptan bahsetmek için toplanmış bulunmaktayız.
Bugün Dünya’nın adeta sus pus kesildiği, insanların yaşanan zulme gözlerini kapadığı, medyanın ambargo koyduğu, biz Müslümanların ise çaresizliği olan Doğu Türkistan’dan ve Uygur Türklerinden bahsedeceğiz.
Bugün, vahşi kapitalizmin ve zulmün bir diğer temsilcisi Çin Halk Cumhuriyeti’nin zulmünden ve ona çanak tutan zalimlerden bahsedeceğiz.
Biz bugün burada kardeşlerimizin seslerine ses, acılarına bir nebze dahi olsa derman ve en önemlisi ise Müslümanlığımızın gereği olan zulme razı olmadığımızı haykıracağız.
Neler olmakta Doğu Türkistan’da?
Bu zulümlerin sebeplerine gelecek olursak:
Sıralamış olduğumuz ekonomik, stratejik ve demografik sebeplerden ötürü Çin Halk Cumhuriyeti azılı dişlerini ve pençelerini Doğu Türkistan’a ve Uygur Türklerine geçirmiştir.
Dünyanın umarsız kaldığı Doğu Türkistan’a biz Müslümanlar olarak bir an önce harekete geçmeli ve yaşanan dramı gözler önüne sermeliyiz.
Dünya’nın neresinde bir zulüm varsa bizler bu zulme karşı gerekli önlemleri almalı ve mazlumun safında yer almalıyız.
Türkiye Cumhuriyeti olarak yetkiller bir an önce diplomatik bağlantılar yoluyla sürece müdahil olmalıdır.
Soydaşlarımız ve dindaşlarımızın yaşadığı bu sıkıntıları her türlü siyasi ve ekonomik platformlarda dile getirmeli ve Çin Halk Cumhuriyetini her türlü anlamda haksız olduklarını ifade etmeliyiz.
Sivil Toplum Kuruluşlarımız, siyasi partilerimiz ve halkımız ile beraber bu çağrıyı her daim en yüksek sesle haykırmalıyız.
İnsani yardımlara konulan engellerin bir an önce kalkması ve bölgeye girişin serbest olması için çalışmalara başlanılmasını sağlamalıyız.
Türk Devletleri ile bu konuda iş birliği yapılması ve İslam İş Birliği Teşkilatının aktif bir şekilde sürece katkı yapması için gerekli mercileri harekete geçirmeliyiz.
Saadet Partisi Gençlik Kolları olarak buradan bir kez daha yinelemekte fayda görüyor ve ifade ediyoruz ki bu zulmü asla kabul etmiyoruz ve bu zulmün ve vahşetin sona ermesi için Türkiye çapında ve uluslararası arenada her daim elimizden gelen gayreti göstereceğiz.
Konuşmamızın başında ifade ettiğimiz gibi Filistin, Suriye, Yemen ve bütün mazlumlar bizler için nasıl azizse; Doğu Türkistan ve Uygurlu kardeşlerimizde bizler için aynı şekilde aziz ve muhteremdirler.
Son olarak zulum asla ebedi olmayacaktır ve kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır. Basın açıklamamıza katılımınızdan ötürü hepinize ayrı ayrı hürmet ve saygılarımızı sunarız.