SEÇMENİN İRADESİ

İstanbul seçimlerine son nokrayı seçmenin iradesi koydu. Seçmen iradesini sandığa yansıttı.

Hem de en anlaşılır bir şekilde bunu yaptı. Beşbin oy farkından bahsedilirken birden fark yüzde onlara yediyüzellibinlere ulaştı ki artık, kelimenin tam anlamı ile tokat gibi cevap oldu.

İstanbul Büyük Şehir Belediyesi için, Yapılan seçimler sonucu Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu ipi göğüsledi.

Kendisini tebrik ediyoruz. İstanbul için Vatan, Millet için hayırlı başarılara imza atmasını canı gönülden diliyoruz.

Öyle ya;

İstanbul dünya metropolü. Ülkemizin ’de göz bebeği İstanbul Ülkemizin kalbi.

Kim yok ki İstanbul’la bir bağlantısı olmasın.

31 Mart seçimlerinin iptalinden sonra CHP kanadı YSK’ya ateş püskürmüş hatta ağıza alınmayacak sözler söylemişti. Bu tür söylemlerin yanlış olduğu hususunu yine sizlerle de paylaşmıştım.

YSK’nın almış olduğu karara saygı duyulması gerekir diye yazmıştık.

Bu konuda Sayın İmamoğlu tepki gösterenler arasında en masumudur.

Bunun nedeni ise kendisine olan öz güveni idi. Bunda da haklı çıktı.

Yani;

Şaibeli bir seçim sonrası başkanlık koltuğuna oturmak yerine, şimdi daha güçlü daha özgüvenli bir şekilde Başkanlığı hak etmiş durumdadır.

Burada şunu da göz ardı etmemek lazım.

Her iki parti de artık şapkalarını çıkarıp önüne koyması gerekir.

Ak Parti nerede hata yaptığına, bakmalıdır ki; bu seçimde Sayın İmamoğlu’na hak etmediği kadar yakışıksız sözler söylendi. Siyasette etik dil çok önemlidir.

CHP de bu ülke insanının istekleri doğrultusunda siyaset yapmaya başlamalıdır. HDP parti oluncaya kadar onunla ilişkisini kesmelidir. Onunla ortak söylemler içerisine girmemelidir. Bu ülke insanının hassasiyetleri var. Bunlar göz ardı edilmemelidir. Şu ana kadar bu konuda Sayın Kılıçdaroğlu’ndan tatmin edici, adımlar atılmadı.

Tabiidir ki İstanbul seçimleri Ak Partide olduğu kadar. CHP de de bir deprem oluşturacağı malumdur. Bu deprem genel başkanlıktan, cumhurbaşkanlığına kadar gidecektir.

Ak Parti uzun zamandan beri yönetim kademelerindeki şikâyetlerin hiçbirisi gale alınmadı. Zararını kim gördü başta Sayın Cumhurbaşkanımız. Şimdide Sayın Binali Yıldırım. Aslında Sayın Yıldırım bunu hak etmedi. Türkiye’ye bunca yıl hizmet etmiş her taşında toprağında imzası olan bir şahsiyetin böyle bir yenilgiyi hak etmediğine inanıyorum.

Fakat bu yenilgide en önemli etken AK parti teşkilatlılarınındır. Umarım bundan sonra bunlar gale alınır. Trabzon’da da 2004 yılında böyle bir seçim yaşanmıştı. Sayın Volkan Canalioğlu Belediye Başkanı olmuştu. Beş yıl başkanlık yaptı. Bir sıkıntı da olmadı. Yaptıkları vardı yapamadıkları vardı. Ama o herkesin Volkan abisi olmayı başarmıştı. Şimdi de İstanbul Ak Partinindir veya CHP’nindir. Kimin olursa olsun, kim yönetirse yönetsin sonuçta halkın adamı olsun.

Her zaman söylerim. Seçmen gidip oyunu kullanacak evine rahat bir şekilde gidecek.

Oy verdiği şahıs kaybetmiş olsa bile onda bir endişe olmayacak. Olmamalıdır.

Çünkü bizler aynı havayı solumuş, aynı suyu içmiş bir toplumuz. Ortak yönlerimiz çoktur İmamoğlu ’da bizim. Yıldırım‘da bizim.