İl Başkanı Uzun’dan Belediye Başkanı Bıçakçıoğlu’na Tepki
“Ve kervan yürür “başlıklı açıklaması ile Beşikdüzü halkına hakaret eden kişi en büyük hakareti kendine yaptığının farkına varamayacak kadar aymazlık içerisindedir.Yetiştiği toprakların ahırlarının kokusunu unutanların,Köylülük kavramının özü ile alay edenlerin kentlere hiçbir faydası olmadığını ve sonlarının çok hazin olduğunu tarih göstermiştir ve gösterecektir.
Belediye hizmetlerinin en doğal haliyle anlatılması gerekirken “kar dağından kar bağışlayan”üslup ile adaletin ne olduğunu bilmeyen “Şerif” kendisini gülünç duruma düşürmüştür.
“İdeolojiye saplanan ve geri bırakılan ilçeyi bu çağdışı ideolojinin kıskacından kurtarmak için” derken kastedilenin Cumhuriyetin kuruluş felsefesi ve Mustafa Kemal Atatürk ün insanlık tarihine altın harflerle yazılan öğretisine atıf yaptığını anlayan gönlü ve beyni yurt sevdalısı Beşikdüzü halkı o güzelim terbiyeli üslubu ile gereken cezayı verecektir.
Köy enstitüsü adından rahatsızlığını kin ve nefret duyguları ile dile getirirken kendini yetiştiren eli öpülesi öğretmenlerine hakaret ettiğini anlayamayacak kadar aymazlık içinde bulunan kişiye “ Şerif” demek,bugünlerde yerlere serilen ve üzerinde tepinilen adalet kavramına hakaret ve saygısızlıktır.
Cumhuriyetin en değerli kazanımlarından olan köy enstitülerine oradan yetişenlere olan hıncı aslında O na oy vermiş olan Beşikdüzü halkınadır. Çünkü halkımız saygı duvarını aşanlara ders vermesini çok iyi bilen bir halktır ve anlamıştır herşeyi.
Yatırımı ve hizmeti rantiye zihniyeti ile yerine getirenler herzaman tarihin çöp sepetinde en dipte yerlerini almışlardır.Tarihin tekerleği hiçbir zaman geriye dönmemiştir.Patinaj yaptırmaya kalkan’lara en güzel cevap adalete ve hukuka inanan güvenen sabırlı halkımızla verilmiştir ve verilecektir.
“Ne idüğü belirsiz gerici sosyalistler” gibi söylemler tarafımızca zaytunga bildirilmiştir. Ayna kişinin kendini görebilmesi için teknolojinin en güzel nimetlerindendir ve tavsiyemizdir.
Fakir fukara köy çocuklarını köy enstitülerinde yetiştirirken; kalkınmanın tarım ve hayvancılıktan geçeceğini, modern bir ulus yaratmanın çağa uygun koşullarda yaşamanın temel unsurunun eli öpülesi öğretmenlerin eseri olacağını genç Cumhuriyet bilerek ve isteyerek sağlamıştır.
Ayrıca kendisinin “kovboy” diye aşağıladığı hayvancılık ile uğraşan halkımızı ve bu hizmetin mekanları olan “ahırların” önemini kavramak bunu anlayacak beyinlere mahsustur ve yürek ister. Hakaretten nemalanan zat yıktığın ahırların duvarları altındaki manevi ezilmişliğin ve rantiyeci yaklaşımın söylemlerine tam olarak yansımış ve çok bariz şekilde belli olan bu durumu halkımız anlamıştır ve gereğini de yapacaktır. Bu nedenle teşekkürlerimizi borç biliriz.