CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, “etki ajanlığı” düzenlemesinin yer aldığı Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne ilişkin “Bu iktidarın bu ülkeyi demokratikleşme, özgürleştirme, daha demokratik hale getirme gibi bir derdi yok. Derdi; muhalif, itirazı olan kesimi susturmak, bu suskunluğu da sağlamak için yargıyı alet etmek” dedi.
CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, yarın TBMM Genel Kurulu’nda görüşmelerine başlanacak olan Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne ilişkin TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Kanun teklifinin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirten Suiçmez, üzerine “Torba Yasa” yazısı yapıştırdığı bir kağıt torbayla geldiği toplantıda, AKP ‘nin kanun tekliflerini “torba yasa” olarak TBMM’ye getirmesini eleştirdi.
“12 KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILIYOR”
Suiçmez, Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile 6085 sayılı Sayıştay Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, 2575 sayılı Danıştay Kanunu, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu, 2797 sayılı Yargtay Kanunu, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu, 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu, 5235 sayılı Adli Yargı ilk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun, 1512 sayılı Noterlik Kanunu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu olmak üzere 12 farklı kanunda düzenleme getirdiğini anlattı.
Suiçmez, torba yasa usülünü “Kanunlar herkes tarafından net, açık ve anlaşılır olması gerekirken kanun yapıcının, bizlerin bile anlamadığı birbirinden farklı hale getirilen kanunlarla yasa yapma tekniğini bu iktidar öngörmüş oluyor” sözleriyle eleştirdi.
Suiçmez, öngörülen “etki ajanlığı” düzenlemesinin anayasaya aykırı olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
“Hukuk devletinde yasalar soyut olarak yapılmaz, muğlak olmaz. Sınırları belirsiz, cezalar birbiriyle ilişkili halde tutulmadan yasa yapılmaz. Öngörülemez, ölçülülük ilkesine aykırı, kanununilik ilkesine ve eşitlik ilkesine aykırı olması nedeniyle de açıkça anayasaya aykırıdır. Bu teklif Meclis’e getirilip yasalaşırsa, etki ajanlığı yasası AYM tarafından iptal edilecektir. Bu iktidar, bunu bile bile niye bu kanunda neden ısrar ediyor? Bu iktidarın bu ülkeyi demokratikleşme, özgürleştirme, daha demokratik hale getirme gibi bir derdi yok. Derdi; muhalif, itirazı olan kesimi susturmak, bu suskunluğu da sağlamak için yargıyı alet etmek.
“BU TEKLİF BU HALİYLE YASALAŞIRSA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE AYKIRILIK TEŞKİL EDECEĞİNDEN AYM, BU KARARI BU YASAYI İPTAL EDECEKTİR”
Dünyanın çeşitli ülkelerinde değişik nitelikte bu tür yasalar düzenlenmiş. Hemen hemen aynı hükümleri içeren Rusya’nın çıkarmış olduğu bu nitelikteki bir yasa, AİHM tarafından geçen günlerde iptal edildi. AİHM’in Rusya kararına baktığımızda gördüğümüz şu; AİHM, ‘Örgütlenme hakkının ihlal etme, ifade özgürlüğünü ihlal etme, özel hayata saygı ilkesini ihlal etme’ yönünde karar vermiş. Bu teklif bu haliyle yasalaşırsa ifade özgürlüğüne, örgütlenme özgürlüğüne, toplanma özgürlüğüne, fikir ve kanaati yayma özgürlüğüne aykırılık teşkil edeceğinden AYM bu kararı bu yasayı iptal edecektir.
“BİRDENBİRE HEPİMİZ BU SUÇUN FAİLİ HALİNE GELEBİLİRİZ”
Birdenbire hepimiz bu suçun faili haline gelebiliriz. Getirilen maddeyle birlikte 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası getiriliyor. ‘Devletin güvenliği, stratejik durumu’ diye muğlak tanımlarla geliyor. Mahkemeler tarafından bu muğlaklığın içi kişisel görüşlere göre doldurulacak şekilde hazırlanıyor ve önümüze getiriliyor. Bizim yasalarımızda casusluk düzenlenmiş. Müebbet hapis cezasıyla karşılığı var. Eğer bu da bir etki ajanlığıysa, casusluksa o zaman diğerinin cezası müebbet hapisken nasıl oluyor da bu ceza 3 ila 7 yıl arasında daha az konumda cezalandırılabiliyor?
“BU YASA TEKLİFİ GERİ ÇEKİLMELİDİR”
Teklifin ne kadar siyasal olduğunu gösteren bir özelliği de casusluk gibi çok ağır bir cezayı gerektiren suçta savcılar, soruşturma yapıp kovuşturma açabiliyorlar. Bu süreçte Adalet Bakanı’nın iznine bağlı bir durum yaratılmıyor. Hal böyleyken savcılar resen soruşturmaya başlayabiliyorlar ama kovuşturma aşamasına geçmek için Adalet Bakanlığından izin verilmesi gerekiyor. Bu da çok açık bir biçimde bu yasa maddesinin yargı aracılığıyla muhalif kesimler üzerinde bir sopa olarak kullanacağını gösteriyor. Bu yasa teklifi geri çekilmelidir. Bu yasa teklifi geçerse hepimiz ama özellikle STK’larda çalışanlar, gazeteciler, basın mensupları, yazarlar, sosyal medya kullanıcıları iktidarın keyfi uygulamaları ve yargının da siyasi amaçlarla kullanılması sonucunda fail hale ve çok ağır suçlarla da karşı karşıya gelebilecektir”