Diyalog İhtiyacımız…
Bireyler arası iletişimde ‘karşılıklı konuşma’ anlamına gelen diyalog kavramı, yalnızca konuşmayı değil, etkin dinlemeyi, anlama çabasını ve sonucunda uzlaşmaya giden yollar silsilesini içeren bir süreci tanımlamakladır.
Söz konusu olan ‘sosyal diyalog’ olunca, burada artık belirli özellikleriyle birleşen ama aynı zamanda da ayrışan sosyal tarafların sosyal ortaklara dönüşmesi anlaşılmalıdır.
Diyalogun tarafları sosyal grup ya da kesimler olunca, süreci oluşturan olaylar, kullanılan yöntemler ve koşullar değişiklik göstermektedir.
Sosyal Diyalogun başarılı olabilmesi için değerlerimizle beslenmesi gerekmektedir. Bir şeyin yaptırım gücü, ancak insanın toplumsal değerlerinde, vicdanında ve adalet duygusunda karşılık bulduğu kadar yüksek olmaktadır.
Bizim değerlerimize ve evrensel değerlere göre de barış esastır. Barışın yolu uzlaşmadır. Kültürümüz, inançlarımız, gelenek ve göreneklerimiz uzlaşmanın temel kaynağıdır. Uzlaşma tafraları yok sayma değil, aksine diyalog sayesinde ortak alan belirleme ve sürdürülebilir barış ortamını geliştirme çabasıdır.
Yönetenler, kanun yapıcılar, karar vericiler şeffaf, saydam ve hesap verebilir bir ortamı oluşturmalı ki sosyal denge korunmuş olsun. Sana göre veya bana göre doğru olmaz. Şemsiyesi altında toplandığımız organizasyonun, yönetimin tabanıyla çatısı arasında ki açık toplum ilkesi sosyal diyalogla kuvvetlendirilir.
En geniş tanımıyla sosyal diyalog, toplumun farklı kesimlerini temsil eden aktörler arasında her türlü görüşme, müzakere, danışma veya bilgi paylaşımıdır. Ailede başlayan diyalog iş hayatımızda, sivil toplum hayatımızda, mahallede, sokakta, toplu taşıma araçların da ve hatta ibadet hanelerimizde bile…
Bugün yerel seçimlere doğru iyice yaklaştık. Yerel seçimlerin öncesi ve sonrasında seçilerek yetkiyi ele alanalar toplumun her kesimiyle diyalog yolları ve yöntemleri oluşturmalı. Çocuklar, yaşlılar, engellediler, emekliler kıyıda kenarda kalmışlar ve bir kenara itilmişlerin daha çok diyaloğa ihtiyacı var. Hak arayan bağıran, araştıran sorgulayanlar, sivil toplum örgütleri zaten idareye ulaşabiliyorlar.
Bu kavram toplumun eğitimli kesimlerinin faaliyetlerinin uyumlaştırılması yoluyla toplumsal gerginlikleri ve çatışmaları azaltmanın yani sıra ekonomik ve sosyal sorunlara toplum kesimleri arasında diyalog kurularak çözümler üretmeyi amaçlamaktadır.
Makam sahibi de olsa tek taraflı olarak yapılan düzenlemeler, alınan kararlar Sosyal Diyalog tanımına girmez. Sosyal Diyalogda en kritik unsur, ortaklık yaklaşımının benimsenmesidir.
Millet olarak bizler istişare merkezli, fikir, kültür ve düşüncelere açık bir yapıdan geliyoruz. Değişime ve yeniliğe açık olman yöneticiler performanslarını artır ve vatandaş memnuniyetini sağlar. Bizler saygı ve sevgi çerçevesinde bilgi, düşünce ve fikirlerimizi paylaşarak olgun fikirler oluşturmanın güzelliğini yakalamalarıyız.
Balın en kalitesi çok farklı çiçeklerin özünden oluşan baldır. Biz de kaliteli düşünce ve projelere sahip olabilmemiz için sosyal diyalog kurallarını işleterek iyiye, güzele ulaşabilir ve doğruyu bulabiliriz.
Doğru, beyin ve kalbin ortak benimsediği sosyal çevrede diyalogla çözülmüş sorunsuz bir yaşam dileğiyle.
Kemal ÖZDEMİR