ŞEHR-İ EMİN OLMAK
Yerel seçimlere az bir zaman kala, siyasi partilerde hareketlilik başladı. Adaylar, başvurularını yapıp ben de varım demek için ortaya çıkıyorlar. Şehrül-Emin olma hayalı kuranlar maddi ve manevi hazırlıklarını yaparak yola koyulduydular. Zaman geçtikçe, şartalar değiştikçe bu iş te zorlaştı. Artık insanımız eski insan değil ve hizmet anlayışı da eski anlayış olmadığı gibi yerel yönetimlerden beklenen de eskiden olduğu gibi değil. Belediyelerin hizmet alanları çok çeşitlendi. Belediyeler bugün hizmet anlamında para basmaz ve adam asamaz. Bu iki iş hariç çalışama ve hizmet üretme alandada genişti, çeşitlendi.
Hizmet alanı bu kadar gelişmiş, insanımızın yaşam kalitesi bu kadar yüksekken yönetime talip olanların çok fonksiyonel olmasının yanı da çok donanımlı, tecrübeli, toplum yönetimi alanı da deneyimli bir kadroyla göreve talip olma zorunluluğu meydana çıkıyor. Seçecek olan vatandaşın da iyi gözlem yaparak ona göre karar verme zorunluluğu var. Yoksa iletşimin ve haberleşmenin anlık olduğu günümüzde yerel yönetimlerin birbiriyle hizmet yarışının olduğu bu zamanda hizmet alamıyoruz, neden oy verdim gibi pişmanlıklar fayda etmez.
Şehri emin olabilmek demek şehrin sakinlerinin kişiden emin olması gerekiyor. İş olsun torba dolsun veya sırf taklacılık olsun, bir yerlerden bir şerler elde edebiliriyim diye hayal edip aday adayı olanları da görüyoruz.
Geçici heves, ihtiras, makam sevdası veya dostlar alışverişte görsünler diye ortaya dökülenler de var. Bir siyasi güce aidiyetini perçinlemek isteyenlerden,birey olgunluğuna erişememiş olmanın ezikliğini aday adaylığı ile kapatmaya çalışanlara kadar. Elinde projeleri ve yol haritalarıyla sorunlara çözüm getireceğini söyleyenlerden, birikimi ile “Şehrime ne katabilirim” diyenin her düşünceden insan yarışta varım diyor.
Belediye başkanlığının okulu yok denir. Bence belediyeciliğin okulu var o da hayat okuludur. Hayat okulunun insana kattığı ve kazandırabileceği vasıflar, sıfatlar vardır. Başta uyum olmak üzere üretim, kriz yönetimi, tasarım, hizmette sınır tanımama, fedakârlık, doğruluk, vefa ve güven aranan vasıfların başın da gelir. Hayat okulu bu ve bunun gibi hasletleri kazandırdıysa kişi ehil, yeterli, fiyakalı ve vasıflı kişidir.
Şehri emin olma iddiasında olan kişinin geçmişte kendine, ilçesine, mahallesine ve için de bulunduğu toplumlumun için neler yaptığı, neleri kazandırdığı, çevresine, sanatına, sporuna, eğitimine, turizmine, tarihine, ekonomisine, sosyal yararına sivil toplumuna, imarına ihyasına ve doğasına bir değer katıp katmadığın bakmak gerek. Burada ölçü olarak kişinin sözüne işine bakmalı. Kendisi için çevresi için, ilçesi için, toplum için ve insanlık için ne yapmış ve ne kadar fedakârlık yapmış. Bu konuda Ziya Paşa’nın dediği gibi ‘Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.’sözü çok yerindedir.
Sosyal medyayı en iyi tanıtım aracı olarak kullanılıyorlar. Seçim sathı geldiğin de afişler, posterler, billboardlar, el ilanları ve çeşitli görsellerle seçmenlerin dikkati çekilmeye çalışılıyor.
“Yeni Vizyon İçin Yola Çıktım”, “Hikâyeyi Birlikte Yazacağız”, “İlçeme Hizmetkar Olmak İstiyorum”, Bismillah Diyerek Bu Yarışta Ben de Varım”, “Partimin Neferiyim”, Efsane Geri Dönüyor”, “DavaAdamıyım”, “Doğru Zaman Doğru Adam”, “İlçem İçin Hemen Şimdi”, “Bu Görev Kutsal Bir Görevdir, Emek ve Gönül İster”, “Halka Hizmet Hakka Hizmettir”, gibi ifadeler aday adaylarının genelde kullandıkları tanımlar olarak göze çarpıyor.
Yeni projeler üretebilecek, vizyonu olan, ehliyet ve liyakat konusunda rüştünü ispatlamış, çalışkan, dürüst ve üretken olanların Şehrül-Emin tarifine en uygun olacağı düşüncesiyle yarışa renk katan tüm aday adaylarına başarılar diliyorum.
Bir duvar yazısın da okumuştum, Çok kol bacak sallamak iyi horon oynuyor demek değildir. Bu sözden hareketle sosyal medyada çok paylaşım yapmak, iyi nutuk atmak iyi bir belediye başkanı demek değildir. Ortak akıl ve istişare mekanizması kurulmalı ve işletilmeli. Toplumun her kesimini yönetime dahil ederek birlikte yönetim anlayışı kültürümüzün, inancımızın ve Cumhuriyetimizin benimsediği yaklaşımdır. Gerçekten şehri emin seçmek istiyorsak;
Bu seçimlerde bari meseleyi partizanlıktan, akrabalıktan, çıkar ilişkisinden ayırıp, iyi bir ekip kurmuş aktör seçmeyi başarmalıyız. Taklacılar ve akçeli işlerle uğraşanları bırakın ekibe almayı çevreye bile yaklaştırılmamalı. Ufku açık, ekip çalışmasına uyumlu, helal haram bilen, samimi, çağın gereklerini kavramış, kültürlü, idealist ve yönetişim anlayışına sahip bireyler tercih edilmeli.
Başaramazsak ne olur?
Bunun cevabını zaten pek çok sahada canlı canlı yaşamıyor muyuz?
O halde bu sorunun cevabını vermek için her insanın kendi vicdanı yeter diyerek sizi adayların yakın zamanda artacak propaganda bombardımanına hazır olun diyorum. Demokrasilerin olmazsa olmazı ve bireylerin toplumsal en büyük görevlerinden biri olan seçimlerin hayırlara vesile olmasını diliyor, ayrıca hangi partiden olursa olsun bütün belediye başkan aday adaylarına, belediye meclis üye aday adaylarına, mahalle muhtar adaylarımıza başarılar diliyorum.