EZBER DIŞI TESPİTLER
* Lanetli caniler; bırakınız U. ARASI VE SAVAŞ HUKUKUNU, insani hiçbir ilkeyi tanımadan vuruyor, hastahaneyi bile vuracak kadar çukurlaşıyor. Ve hala müslümanların başına çöreklenmiş YALANCI KAHRAMANLARDAN kınama dışında tek bir eylem yok. Ve tüm insanlık susuyor! EN BÜYÜK ZİYONİST VE ŞEYTAN ABD İSE ZİYARET EDİYOR, AÇIKÇA HUKUKSUZLUĞA, ZULME, KATLİAMA, SOYKIRIMA DESTEK VERİYOR. Bu mu müttefikimiz? Bu mu sıtıratejik ortağımız?
*“İsrail’in bir sonraki safhaya geçmesi için bizden beklediği kınama mesajlarından başkası değildir.
Biz kınamaya devam ettikçe onlar, adım adım hedefe ulaşacaklar maalesef.
İsrail’e lanet, BİZE YAZIKLAR OLSUN!” “Alçak desem yetmez. Zalim desem yetmez. Kahpe desem yetmez. Bu zulmün karşısında en ağır hakaret bile bir iltifat niteliği taşıyor adeta.” U. Işılak
*”Ziyonist barbarlığa susma! Susarsan sıra sana, bize gelecek. Hedefleri, Ziyonizm karşıtı ve önlerindeki son engeller olan Hamas, Hizbullah, Suriye ( bu ülkeyi büyük ölçüde hallettiler, geri kalan yönetimi de ortadan kaldırma hedefleri var) ve esas İran’ı, ardından şimdilik kontrol ettikleri ama her zaman tehdit gördükleri Türkiye’yi bölüp parçalamak, tarihi hain Arz-ı Mevud ve Haçlı emellerine ulaşmak. Allah fırsat vermesin, tuzaklarını başlarına geçirsin. Amin
*Müslüman ülkelerin başına çöreklenmiş YALANCI KAHRAMANLAR açığa çıkıyor!!
*Ben onuncu köyü bulmuşum, gerisini söylediklerimden rahatsız olan dokuz köy düşünsün!
*İyiler için muvaffakiyet, kötülerle bile adil dövüşmektir. Kötülerin hilelerine karşı adil dövüşte kaybetmek, mağlubiyet değildir.
*HAKKIN VE HAKLININ YANINDA YER ALMAK, İNSAN OLMANIN GEREĞİ BİR TAVIR OLDUĞU GİBİ, HAKSIZLIK VE ZULÜM KARŞISINDA SUSMAK DA, KORKAKÇA İŞLENMİŞ BİR “İNSANLIK SUÇUDUR.”
*Zalimin zulmü mazluma silah olur ancak kullanmaya yürek gerek.
*Vahşi ve barbar olan KAPİTALİZMDİR. Medeniyet olarak yutturdular.
*Mazlum, mazlum kalırsa, ay erir zalimin üzerine. Mazlum, zalime boyun eğer bir zalim olursa, ay erir ikisinin üzerine.
*Fasığa ilim öğretmek, zalime ok atmayı öğretmek gibidir. Bir gün gelir sizi hedefe koyar.
*Bu istifade ettiğimiz dünyevi nimet ve hizmetleri iktidarlardan bilenler, Allah’ın Rezzak sıfatını inkar etmiş, en hafifinden şirk koşmuş olur. Zira herkesin bu dünyada istifade ettiği her şey rızkındandır. Hangi iktidar gelirse gelsin, değişmeyecek rızık için şirke girmeye gerek var mı?
*İslam AHLAKTIR. “İslam ahlakı” olmaz. “Kur’an ahlakı olur ki, o da İslam’dır.
*Allah AKLETMEYİ emrediyor. İnsanlar akledenlere “sen aklını ilah edinmişsin” diyor. Ne yapmalı, iki arada bir derede kaldık.
*İnsanlar Kur’an’ı anlamadıkları için iman etmiyor değiller, iman etmedikleri için Kur’an’ı anlamıyorlar.
*Bırakın onları desteklemeyi, Allah’ın hükmüyle hükmetmeyenleri İslam’a nispet etmek bile tek başına helak sebebidir.
*İnsanoğlu gariptir; Peygamberin karikatürü için bile adam öldürür, Allah’ın yasalarına muhalefet edenlerin iktidarı için kendi ölür.
*Kızılderili Atasözleri: Bildiklerini anlat, ama akıl vermeye kalkma. Anlatılanları iyi dinle, ama hepsini doğru sanma. Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez, çok konuşmakta, çok şey bildiğin anlamına gelmez. Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmekte korkaklıktır. Cesaret, akıldan gelirse cesarettir, bilgisizlikten gelirse, cehalettir.
*İnsanlardan özür dilemeyi beceremeyenin, tövbesi yürekten olmaz.
*EDEP Dinin temelidir. Eşyaya, hayvana, doğaya ve insana karşı edebi yerinde olanın, imanı kamildir.
*Kural, kaide ve kanunlar otoriteli; neyin doğru, neyin yanlış, neyin faydalı, neyin zararlı olduğunu bilemeyen güdülmeye alışmış, aklını kullanamayan toplumlar içindir. Aklettiklerinden otoritesiz ve çobansız toplumlarda kural, kaide ve kanun gereksizdir. Onlar eşya, hayvan, doğa ve insana zararlı şeylerin yanlış olduğunu bilir; kişisel hayatlarını vicdan, akıl, fıtrat, adalet ve tevhid üzere bina ederler. Akleden toplumlarda; toplumsal olaylarda (yine bu esaslara riayet ederek) işleri istişareyle ve ittifakla alınan kararları uygulamak esastır.
*Belki de insanoğlunun başına gelen en güzel şey HASTALIKTIR. Çünkü insan sağlığının kıymetini sadece hasta olduğunda anlıyor. Ölüm en çok o zaman akla geliyor. Kendini Rabbine en yakın hissettiği, günahlarından gerçekten nadim olduğu zaman, hasta olduğu zamandır. Hastalığın kıymetini bilenlere ne mutlu. Bize şeytani telkinlerle bu nimetten kurtulmak için hemen koşa koşa doktora gideriz. Oysa bilmeyiz ki, her hastalığın da takdir edilmiş bir ömrü vardır. O ömür bitmeden, ne kadar ilaç kullansak, ne kadar ünlü doktorlara gitsek, şifa gelmeyecektir. Hatta bazı hastalıkları cinlerden bilerek, aslı astarı olmayan, fizik kurallarıyla bağdaşmayan, Sünnetullah da yeri bulunmayan ve şirk kokan yöntemlere başvurarak, bu nimeti musibete çeviririz.
*AŞK, çölde serap gibidir. Ulaşana kadar gayret, heyecan ve özlem, ulaşınca kocaman bir hayal kırıklığı.
*MUTLU İNSANLAR, her şeyin en iyisine sahip olanlar değil, sahip oldukları şeylerin şükrünü eda ederek, en iyi kullananlardır.
*İnsanlar kendilerinden sürekli bir şey isteyenleri sevmezler. Allah da sürekli kendisinden bir şeyler isteyen kullarını sever.
*Bazı diller vardır, son konuşanı da ölünce tarih sahnesinden silinir. “insanca” O DİLLERDEN BİRİDİR. Öyle ki, bu paylaşımı okuyan bir çok kişi, “öyle bir dil mi var?” diyecek, zira hiç tanışmadı.
*Kendi olmak yürekliliğini gösteremeyenler, kınanmaktan korkarak başkalarını taklit etmek zorunda kalırlar.
*ANCAK AKILSIZLAR KİBİRLİ OLUR. AKILLI KİŞİ BİLİŞR Kİ, KİBİRLENECEĞİ KENDİNE AİT BİR ŞEYİ YOKTUR.
Not: Tespitlerin tamamı alıntıdır.