Bir Tugan – Türklerin allah inancı
Bir süredir televizyonda yayınlanan bir belgesel serisi dikkatimi çekiyor…Sibirya’dan Tanrı Dağlarına, Türkistan bozkırlarından Balkanlara kadar Türk topluluklarının, Orta Asya’da Türk Cumhuriyetleri ve Özerk bölgelerde yaşayan Türk halklarının günlük yaşantıları, gelenek-göreneklerinin benzerlikleri belgesel olarak yayınlanıyor. Belgeselin İsmi; Bir Tugan = Bir Dogan,Kardeş.
Bu belgesel serisini izlediğinizde gerçekten çok duygulanıyorsunuz. Öz Türkçe konuşuyorlar, konuşmaların çoğunu anlayabiliyorsunuz. Tüm Türk halklarının; dilleri, adetleri, gelenek-görenekleri birbirine çok benziyor. Şu anda Anadolu’da yaşanan, devam ettirilen adetlerle, gelenek-göreneklerle hemen hemen aynı benzerlikteler…
Bir Bölümde, Yakutistan Cumhuriyeti’nde, Saha Türkleri’ni belgesel yaptılar. Sibirya’da en kuzeyde yaşıyorlar. Rus etkisinde kalsalar da, Çoğu adetlerini, gelenek-görenekleri yaşatmaya ve nesilden nesile aktarmaya devam ediyorlar. Allah’a ettikleri dualar, ritüeller; Anadolu’da yapılanlarla çok benzerlik gösteriyor.
“Türkler Araplardan 1000 yıl önce Allah’ı biliyor, Bir ve Tek olan Tanrı’ya inanıyorlardı.” Kendi dillerinde çok sade ve kalpten dualar ederlerdi. Arapların putlara, Perslerin ateşe taptıkları dönemden 800 sene önce, bir ve tek olan Tanrı’ya inanan Türk Hun Hükümdarları kayıtlara geçen şu duayı okurlardı:
“Ulu Tanrı.
Her şeyi yaratan Tanrı.
Yenilmez, yıkılmaz, ölmez, bitmez, yitmez, yok olmaz Tanrı.
Suyu donduran, buzu eriten, buzdan su yürüten, sudan ırmak coşturan, ırmaktan göl dolduran, gölde balık gezdiren Tanrı.
Kuru derelere pınar koşturan, ota ağaca can yürüten, ottan ağaçtan çiçek çıkartan, çiçeklerden oğul veren, arıya bal yaptıran Tanrı.
Günümüzü aydınlatan, gecemizi yıldızlarla süsleyen Tanrı.
Bize yeni bir yıl veren Tanrı.
Bu yıl bize bol ver, bolluk ver!
Otumuz otlağımız bol ver.
Kulunlarımız kuzularımız bol ver.
Yapağımız yünümüz, yağımız sütümüz, peynirimiz, kımızımız bol ver.
Yağmurumuz suyumuz bol ver.
Avlağımız avımız bol ver.
Urısı, kızı oğulumuz bol ver.
Anamızı balamızı, oğulumuzu kızımızı, gencimizi yaşlımızı, bu Kara Yer üzerinde hepimizi kara çorlardan sakla, isizlikten bizi esirge Yüce Tanrı.
Yayımız yaman, okumuz şaşmaz, kılıcımız keskin kıl.
Yağının başını munsuz, bileklerimizi güçsüz, yüreklerimizi umutsuz koma.
Bahar geçsin yaz gelsin, yaz geçip güz gelsin, güz buduna yeğni gelsin.
Kuzumuz, kulunumuz, oğulumuz çok olsun.
TÜRK çoğalsın Acun üze bey olsun.
Aç, çıplak kalmasın, Acun düzen dirlik bulsun.
Yer ve gök ülüşü için, atalarımız tini için sunduğumuz iduklarımızı una.
Yüce Tanrı.
TÜRK Budun ilsiz kılma, TÜRK Budun başsız kılma, TÜRK Budun töresiz kılma, Hun Budun yüzün yere vurma,
TÜRK Budun tutsak kılma, hatun olacak kızlarımızı kun, bey olacak oğullarımızı kul kılma.
TÜRK budununu koru.”..
Atalarımızın, Türk soydaşlarımızın bin yıllar önce yüce Allah’a ettiği bu dualar, bugün Müslüman Türk halkının ettiği dualarla benzerdir. Görüyoruz ki; Atalarımız, Türk boyları, Müslümanlık gelmezden 1000 yıllar önce de, bir ve tek olan Allah’a inanıp, şimdiki Müslüman Türkler gibi yaşarlardı. Bu yüzden de Müslümanlığı en temiz en güzel yaşayan Türkler, Türk halkıdır. Her zaman gururla diyoruz ki; “Ne Mutlu Türküm Diyene!”