Karadeniz Bölgesinin en önemli tarım ürünlerinden olan fındıkta yıllardır bir fiyat istikrarı yakalanamıyor. Fındığa verilen fiyat her yıl üreticinin beklentisi altında kalıyor. Artan döviz kurları, üretim maliyetleri üreticinin belini büküyor. Bu durumun oluşmasındaki en büyük sebeplerden birisi ise FİSKOBİRLİK’in devre dışı bırakılması ve piyasanın yurtdışı kaynaklı şirketlere teslim edilmesi.
Bugün gerçekleşen TBMM Genel Kurulu’nda İYİ Parti Grubu, fındıkla ilgilenen çiftçilerin karşılaştığı sorunların tespit edilmesi; altın, döviz ve enflasyondaki dengesizliğin, fındık üretimine yaptığı olumsuz etkilerinin araştırılması amacıyla, araştırma önergesi verdi. Konu hakkında söz alan İYİ Parti Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın, piyasanın gayri milli şirketlere teslim edilmesini, artan döviz kurlarının göz önünde bulundurulmamasını, gerçeği yansıtmayan enflasyon oranlarını ve üreticinin uğradığı zararları gündeme getirdi.
“ÜRETİM BAZLI DESTEKLEME MODELİNE GEÇİLMELİ”
İYİ Parti Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın, ilk olarak fındıkta verimin az olduğunu belirterek bu konu hakkında çalışma yapılması gerektiğini belirterek, “Türkiye’de fındık, üretim bölgesi bakımından Doğu Karadeniz ile sınırlı kalmamış özellikle Samsun ve Batı Karadeniz Bölgesi’nde Düzce, Sakarya, Zonguldak, Kastamonu ve Bartın şehirleri başta olmak üzere birçok ilimize yayılmıştır. Bugün 33 ilde fındık tarımı yapıldığı bilinmektedir. Ancak ekonomik anlamda üretim ise 13 ilde gerçekleştirilmektedir. Üretim alanı bakımından büyüklüğü elinde bulunduran Türkiye’de, verim diğer ülkelere göre maalesef oldukça düşüktür. Amerika’da bir dekardan ortalama 225 kilogram fındık alınırken, bu miktar İtalya’da 155 kilogramdır. Türkiye’de ise bir dekardan, 100 kilogramın altında fındık alınabilmektedir. Bu sayıyı artırabilmek için, üretim bazlı destekleme modeline acilen geçilmelidir.” dedi.
“MALİYETLER FAHİŞ MİKTARDA ARTTI”
Üretim maliyetleri fahiş miktarda artmasının ve Fındık piyasanın yabancı şirketlere teslim edilmesinin üreticiyi zora soktuğunu ifade eden Yavuz Aydın, “Ülkemizde üretim maliyetlerinin fahiş miktarda artması, fındık taban fiyatlarının artan üretim maliyetlerini bile karşılamayacak kadar düşük olması, fındık üreticilerinin yeterince desteklenmemesi ve Türk fındık piyasasının yabancı şirketlerin tekeline bırakılmış olması nedeniyle önemli sorunlar yaşanmaktadır. Bu sebeplerden dolayı ülkemizde fındık üretiminde istikrarlı bir artış sağlanamamaktadır. Fındık piyasasının yabancı şirketlere teslim edilmesi, bugün üreticilerimizin yaşadığı sıkıntıların başında gelmektedir. Yerli ve milli ürünümüz olan ve aynı zamanda ülkemizi de dünyada lider konuma taşıyan fındık, maalesef gayri milli şirketlerin tekeline bırakılmıştır. Öncelikle fındık piyasalarında istikrarı sağlayan FİSKOBİRLİK, AK Parti iktidarı tarafından planlı olarak uygulanan yanlış politikalarla devre dışı bırakılmış, daha sonra ülkemizdeki fındık piyasası, gayri milli şirketlere teslim edilmiş ve bu şirketler Türkiye’deki fındık taban fiyatını belirleyen tek otorite haline gelmiştir. Maalesef, üreticilerimiz bu tekelci yapıya teslim edilmiş durumdadır. Fındık tarımıyla uğraşan çiftçilerimiz, Ak Parti iktidara geldiği tarihten itibaren birçok sıkıntıyla karşı karşıya kalmıştır.” şeklinde konuştu.
“ÜRETİCİ BÜYÜK ZARARA UĞRATILDI”
Artan döviz kurlarının hesaba katılmadığını ve enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını belirten Yavuz Aydın, üreticinin zarar uğratıldığı ifade ederek,
“Üreticinin alın terinin ve emeğinin karşılığını alamadığı fındık alım fiyatlarının belirlenmesi süreci, karşılaşılan en büyük sıkıntılardan biridir. Geçmiş yıllarda fiyat belirlenirken artan döviz kuru hesaba katılmamış, gerçeği yansıtmayan enflasyon oranlarıyla, üretici büyük zararlara uğratılmıştır. Hasat dönemi yaklaşırken dolar, euro ve altın fiyatları her geçen gün rekor tazelemeye devam etmektedir. Bu durum üreticinin umudunun kaybolmasına yol açarken, AK Parti Hükümetinden şu ana kadar fındık konusunda hiçbir olumlu adım atılmaması, gelecek adına sorunların artarak devam edeceğini işaret etmektedir. Gübre, mazot, ilaçlama ve benzeri giderler yüksek dolar kuru ve artan enflasyondan olumsuz etkilenirken; dış piyasada dolar üzerinden değer gören fındığımız içeride hak ettiği değeri görememekte ve üreticimiz emeğinin karşılığını alamamaktadır.” dedi.