Türk milletinin ülküsü, tutkusu, inancı ve kararı 103 yıl önce bugün Temsil Heyeti adına Mustafa Kemal Paşa’nın 21 Nisan 1920’de yayımladığı tamim gereğince; Hacı Bayram-ı Veli Camii’nde kılınan cuma namazına müteakip Ulus’taki binada yapmış oldukları toplantıyla hakikate bürünmüş, Türk istikbalinin ve Türk devletinin milli hâkimiyete dayalı olacağı kararı nihayet ilan edilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açarak Türk milletinin makûs talihini değiştiren milli mücadele kahramanlarımız azimlerini, iradelerini ve meşrutiyetlerini tüm dünyaya bu vesile ile göstermişlerdir.
Türk milli tarihinde önemli bir dönüm noktasını ifade eden 23 Nisan 1920, elbette ki yalnızca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış tarihini değil aynı zamanda, Türk milletinin her güçlüğü yenilebileceğinin göstergesidir. Bu anlam yüklü tarih şüphesiz milli hafızalarımızda, yönetim biçiminin siyasal ayırt edici özelliğini işaret etmekten çok, emperyalizme boyun eğmeyen bir milletin her türlü zorluk içerisinde dahi kendi milli direnişini başlatıp, milli dirilişle, milli şahlanışa, milli zaferlere ulaşmasının efsanevi simgesidir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Türk Milletinin asırlar süren aranmalarının özü ve O’nun bizzat kendisini idare etmek şuurunun canlı bir timsali” olarak nitelendirdiği Türkiye Büyük Millet Meclisi şanlı Türk tarihinden, aziz Türk ceddinin kahramanlıklarla dolu yaşantısından, ideallerinden feyz alınarak kurulmuş, büyük Türk milletinin en büyük dayanağı olmuştur. Egemenliğin daimi ve mutlak sahibi olarak Türk milletinin görülmesi, milli mücadele neferlerinin her birinin kutlu zaferi, milli iradenin ebedi güvencesi olarak görülmüştür.
Milli bekanın harcını Kurtuluş Savaşı’nda karan Türk Milleti, milli bekanın temelini de 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açarak atmıştır. İlelebet payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk Milletinin milli bekası Mustafa Kemal Atatürk’ün ileri görüşlülüğü, muazzam feraseti, büyük Türk Milletinin azim ve kararlılığı ile zaafa uğramamış, TBMM’nin açılmasıyla Türk Milletinin ve devletinin aydınlık yarınları tescillenmiştir. Bu aydınlık yarınların mimarlarını, teminatını Türk çocukları olarak gören Mustafa Kemal Atatürk, Türk milli tarihi için büyük anlamlar ifade eden bu mühim günü Türk çocuklarına armağan etmiştir. Bu bağlamda denilebilir ki dünyada hiçbir milletin çocukları Türk çocukları kadar şanslı değildir.
Bu müstesna ve mümtaz günün anlamını milli hafızalarımızda muhafaza ederek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin en büyük iftiharı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılına girerken, devletimizin ve milletimizin ali menfaatlerini daima göz önünde tutarak, kurtarıcı ve kurucu iradenin yolundan ilerleyerek Türk Yüzyılı ülküsünü hep birlikte inşa edeceğiz.
“Milli vicdanın büyük iradesine bağlı olarak, milleti bağımsız ve vatanımızı düşmanlardan arınmış görünceye kadar çalışmak” andıyla 103 yıl önce milli hâkimiyeti devlet iradesinde hâkim kılmak ülküsüyle yola çıkan, “Yaşamımı ve kişiliğimi adadığım soylu ve ezilmiş ulusumun bu haklı isteği üzerine artık benim için kutsal görev, milli iradeye uymayı her şeyin üzerinde görmekti.” sözleriyle de ifade ettiği üzere yaşamını Türk Milletine adayan, Türk Milletine inancı, bağlılığı, her alanda gösterdiği dehasıyla ilham kaynağımız olan Türkiye Büyük Millet Meclisimizin Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, temsil heyetini, kurtarıcı ve kurucu iradenin kutlu neferlerini ve Türk devletini ve milletini yüceltme ülküsü uğrunda büyük mücadeleler veren Gazi Meclisimizde aziz milletimizi temsil eden mebuslarımızı hayranlıkla yâd ediyor, rahmet ve minnetle anıyorum.
Mensubu olmakla iftihar ettiğimiz milletimizin ve milletimiz için büyük anlamlar ifade eden mana yüklü bu güzide günün bizatihi muhatabı, milli irademizin ve geleceğimizin teminatı çocuklarımızın “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı” en içten duygularımla kutlar, bu kutlu mirasın kurucularının şuuruyla Türk devletinin ilelebet payidar kalacağın dair olan inancımı bir kez daha belirtmek isterim.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Coşkun DİLBER
Kamu-Sen İl Başkanı