Eczacılık mesleği, sağlığımızın temel taşlarından biridir. Bu önemli günü hatırlatmak ve mesleğimizin sorunlarının maalesef giderek çözülemez bir sarmala dönüştüğünü sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Eczacılık; sağlığı korumak ve iyileştirmek adına toplumumuza hizmet etmek için özverili çalışmaların yapıldığı bir alandır.

Biz eczacılar her gün, insanların sağlıklı bir yaşam sürmelerine katkı sağlamak için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.

Sağlık sektöründeki hızlı değişimler sonucu eczacılar olarak karşımıza çıkan zorluklar ve bu zorluklara çözüm üretme ihtiyacımız artık önü alınamaz bir yola gidiyor.

Ülkenin en düzenli çalışan, işini eksiksiz yapan ve kullandığı tüm sistemlerin kontrol altında olduğu tek meslek grubuyuz.

Buna rağmen yasal hakkı olmasına rağmen yapılandırma imkânı bile tanınmadan gecikmiş vergi borcunun hesabından direkt çekildiği de tek meslek gurubuyuz.

Buna artık can dayanmıyor. Her gün eczanelerimize girdiğimizde yine başımıza ne gelecek düşüncesiyle işimize başlıyoruz. Hastalarımıza hizmet verme adına hiçbir işletme kurallarına uymayacak dayatmalara katlanmak ve hatta zararına satış yapmaya bile zorlanıyoruz.

Bazı ilaç firmaları tarafından yasal olarak uygulanması gereken ve bizim sadece aracı olduğumuz Kamu Kurum İskontoları eksik veya hiç uygulanmamakta, bazılarını ise türlü prosedürlerle alternatif yöntemlerle geri almaya çalışmaktayız.

Sosyal Güvenlik Kurumunun bizlere 90 günde yaptığı ilaç fiyat geri ödemelerine rağmen, ilaç firmaları ve depolar bizden ödemelerimizi 60,45 ve hatta 15 gün içerisinde tahsil etmek istemektedir.

Her yeni gün yeni bir zorunluluk…

Malum mevsim sonbahar ve grip aşısı zamanı. Daha yeni grip aşılarını Sağlık Bakanlığı Reçetem sistemine giriş zorunluluğu nedeniyle, sisteme giriş için var olan işleyişte habersiz bir şekilde ve teknik altyapısını oluşturmaya fırsat bile verilmeden e-Devlet üzerinden çift aşamalı doğrulama yöntemiyle girişe mecbur bırakıldık. Anlatmak istediğim şu ki ; İlaca, aşıya eczacı kolay ulaşamazken hasta nasıl ulaşacak..

Sağlık Bakanlığına bağlı çalışan kamu eczacısı meslektaşlarımızın başta katsayı adaletsizliği ve çalışma koşulları olmak üzere çokça çözülmesi gerek problemleri ve hak kayıpları da ortadadır.

Gelinen nokta da; Mesleki olarak artarak devam eden dayatmalar akıl almaz duruma gelmiştir.

Dünya Eczacılık Günü, bu değerli mesleği ve eczacıların toplum sağlığındaki kritik rolünü vurgulamak için bir fırsattır.

Sağlıklı bir yaşam için rehberlik eden, ilacın en doğru kullanımını teşvik edip bu alanda danışmanlık sağlayan tüm eczacılar olarak bu günü tüm bu yüklerimizden arınmış şekilde gerçekten kutlamak ve gerçekten topluma hizmet için var olmak istiyoruz.

Dileğimiz, bu zorlukları aşmak, hastalarımıza hizmet sunmak ve mesleğimizi daha iyi hale getirmek için birlikte çalışmaktır. Daha etkili bir sağlık hizmeti sağlamak ve toplumun sağlık bilincini artırmak için YOK SAYILMAKTAN çıkıp VAR OLMAK istiyoruz.

Sağlıkla ilgili farkındalık yaratmak ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını teşvik etmek için bir adım atalım. Bu adım için Sağlık Bakanlığını, İlaç Sanayisini, Dağıtım Kanallarını ve diğer tüm paydaşlarımızı hep birlikte, daha sağlıklı bir toplum için bizleri anlamaya davet ediyoruz.

ARTIK SESİMİZİ DUYUN…

Sağlıklı ve mutlu bir “Dünya Eczacılık Günü” diliyorum. Saygılarımla,